YİNE SEÇİM ZAMANI...

Yine seçim geldi. Arpa-buğday zamanı değil, seçim zamanı. Geçim önemli değil, seçim zamanı. 

Deprem önemli değil, seçim zamanı. 

Hep aynı senaryo. Hiç değişmez. Yüzlerce insan aday adayı olur ama taaa başından aday bellidir. En fazla iki kişi arasında kalır. Diğerleri boşu boşuna çabalar. "Anketlerde birinci çıktım, kesin ben olurum" diye ümit eder. "Temayülden birinci çıktım, kesin ben olurum" diye ümit eder. "Falanca Milletvekili, filanca Bakan bana hayırlısı olsun dedi, kesin ben olurum" der; ümit eder. Bilmez ki bunların hiç önemi yoktur. 

Çünkü memleketimizin sahibi yok. Sahip çıkanı yok.

Yine aynısı oldu. Listeler netleşti. Alavere-dalavere Kürt Memet nöbete. 

Hep böyle olurdu. Yine böyle oldu. 
Çünkü adayı belirleyenler bilirler ki; kimi aday gösterirlerse koşa koşa gider ona oy veririz. 

Hangi parti olursa olsun bu böyle. 

Adıyaman’ın gelecek 5 yılını teslim edeceğiz. "Yapabilir mi, yapamaz mı" önemli değil. "Benim partim ya önemli olan o."

İsimlerden azade söylüyorum; mevcut başkanı aday göstermediler. Neden? 

Belediyecilik bilgisi bağlamında, "gidenin neyi eksik idi de gelecek olanın neyi fazla?"

Gelecek olan belediyecilik hususunda hangi tecrübeye sahip?

Aday olanlar kusura bakmasın. Mesele isim meselesi değil, tecrübe meselesi. 
Mevcut Başkan (sadece belediyecilik bağlamında) geldiğinde belediyeciliğin B’sini bilmiyordu. Çok iyi bir Doktor idi. Onu Belediye Başkanı yapanlar; memleketi zar-zor yetişen alanında uzman, iyi bir Doktordan ettiler, memleketin başına acemi bir Belediye Başkanı getirdiler. Tam belediyeciliği öğrendi derken şimdi de onu alıp yerine tekrar başka bir acemi Başkan getiriyorlar. Bıraksalardı çıraklık döneminde yapamadıklarını kalfalık döneminde yapardı. Şimdi yeni bir çırak. Önemli değil, biz yine koşa koşa gider oy veririz. Bir 5 yıl daha heba olmuş, ne önemi var. 

Deprem olmuş kimsenin umurunda değil. Seçim var ya. 

Evi başına yıkılmış, 1 yıl olmuş; "ev verecekler mi" bilen yok, torpille yalvar-yakar bir konteynır edinmiş şükrediyor. Önemli değil, seçim var. "5 yıl ne ki, 10 yıl, 20 yıl feda olsun benim partime."

Her dönemin belli-başlı aileleri var. Onlar varken kimseye sıra gelmez. Bildiğiniz isimler. Hatta hem iktidar, hem muhalefet adayları bu ailelerden olur. Biz de koşa koşa gider oy veririz. 

Geçen dönem, yani 2019 seçimlerinde Kâhta’da HDP’li halam oğlu önceleri kızdığı, kesinlikle günahını bile vermeyeceği Kâhta mevcut Başkanına destek verdiler. Onların desteği ile de seçildi. Daha önce AK Partiden seçilmişti, sonra HDP destekli Saadet. Farketmez. 
Hala oğluna dedim ki "niye destek verdiniz?", "o bize yanaştı" dedi. "Peki size bir başkan yardımcısı verdiler mi?", "Hayır." "Sizden Müdür var mı?", "Hayır." "Bu sefer destek olmayacağız" diyorlar. Olsun, bu sefer başkaları destek verir. A partisi olmazsa B partisi, o da olmazsa C partisi. 

Hani bir tekerleme var ya; Alavere-dalavere Köylü Memet nöbete...

Çünkü, bizi köylü görüyorlar. Başkanlık, Milletvekilliği onların hakkı. Biz sadece onlara oy verme hakkına sahibiz. Sonra da, oylarımızla başa getirdiğimiz beylere, ağalara işimizi halletsin diye yalvarır dururuz. Onlarla bir fotoğraf çektirsek dünyalar bizim olur...

Bir hikâye var; maraba Abuzer topukları g.tüne deye deye koşarak köy kahvesine gelir. Ağzı kulaklarına varıyor. Kahvedekiler "hayırdır" diyor, "Abuzer bu ne hal, niye bu kadar sevinçlisin?"... Abuzer’in cevabı bizim halimizi anlatır. Abuzer diyor ki; "ağa misafirlerinin yanında bana tazının çulunu düzelt, ava gideceğiz" dedi. "Onun için sevinçliyim, daha ne olsun..."

Aynen bizim durumumuz. 

Deprem olmuş, bir konteynır bile bulamamışız önemli değil. Herbirimiz bir yere dağılmışız önemli değil. "Aç mıyız, susuz muyuz" önemli değil. Seçim var ya. 

Geçenlerde bir eve misafir oldum. Depremde evleri yıkılmış. Orada-burada perişan olmuşlar. 9 ay sonra kiraya bir ev bulmuşlar. Kira devletin verdiği kira yardımının iki katı ama şükrediyorlar. Konteynır bulamayanlar var. Evlerini onun-bunun yardımıyla borç-harç bulduklarıyla döşemişler. Evi gezdirdiler, baktım yatak odası takımı yok. Yani yatacak yerleri yok. "Nerde yatıyorsunuz: dedim "iki tane çekyat var, her birimiz birinde yatıyoruz" dediler. Bunlar 5 yıllık evliler, 4 yaşında bir de çocukları var. Tek oda, mutfak ve tuvalet. Banyoyu tuvalette yapıyorlar.

Şükrediyorlar.

Hadi buraya kadar "normal" diyelim. Bizim insanımız perişan halde iken Valilik emriyle okullarda yardım için kermes düzenleniyor. "Tamam işte ne güzel" değil mi? "İhtiyaç sahibi vatandaşlarımıza Valilik yardım eli uzatıyor" diyeceksiniz ama demeyin. Bilin bakalım kermes ne için düzenleniyor. Hemen söyleyeyim. Kermes Filistin’e yardım için düzenleniyor. Benim insanım dururken, olmayan parası devlet zoruyla Filistin’e gönderiliyor. Bizim insanımız çadırda yaşıyormuş, konteyner yokmuş önemli değil. Köylü olduğumuz için bize layık görülen bu. Koşa koşa kermes de yaparız, koşa koşa gider partimizin adayına oyumuzu da veririz. 

"Evlerimiz ne zaman" mı teslim edilecek?

Yaa önemli mi. Dert ettiğin şeye bak. 
Seçim var ya…

Osman Danış

YORUM EKLE
YORUMLAR
Erdinç Barslan
Erdinç Barslan - 2 ay Önce

Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar, onuncuya da almazlar, aman dikkat!