YEREL YÖNETİMLERDE İLKELER

"Bizi yok edecekler şunlardır; ilkesiz siyaset, vicdanı sollayan eğlence, çalışmadan zenginlik, bilgili ama karaktersiz insanlar, ahlaktan yoksun bir iş dünyası, insan sevgisini alt plana itmiş bilim, özveriden yoksun bir din anlayışı"

MahatmaGandhi

Gandhi’nin söylediklerinden yazıya konu edeceğim Yerel Yönetimlerde İLKESİZ SİYASET hususudur.

Maalesef, seçim sistemimizden kaynaklanan Belediye Başkanı Adayı seçimi, ofisimize çaycı almaktan daha kolaydır.

Ofisimize çaycı alacağımız zaman çaycının çaycılık tecrübesini ararız. Altı üstü çay ama yine de tecrübe ararız.

Belediye Başkanı Adayı seçerken tecrübeli olması gerekmez. Her partide bu böyledir. O şehrin şansı varsa belki az biraz tecrübeli aday seçilmiş olabilir. Belki daha önce belediyede bazı görevlerde bulunmuştur. Ama genel olarak tecrübe aramayız.

Sonuç olarak, bir gün önce Avukat, Doktor, Mühendis, Eczacı, Esnaf, Çiftçi gibi herhangi bir meslek sahibi olan o alanda tecrübesi olan biri bir gün sonra Belediye Başkanımız olur. Başkan olunca da çoğunlukla unvanlarını göğüslerini gere gere isimlerinin başına koyarlar. Belediye Başkanı Avukat falanca Doktor filanca gibi. Sanki belediyede avukatlık doktorluk eczacılık yapacaklar.

Peki ne yapmalı sadece eski belediyeciler mi belediye başkanı olacak, diğer mesleklerde olup memlekete hizmet etmek isteyenler olmasın mı? Tabii ki olsun.

Nasıl.

Burada yönetim tecrübesi yönetebilme kabiliyeti devreye giriyor. Belli birikimi olan herkes Belediye Başkanlığı yapabilir. Ancak başarılı olabilmesi için yönetebilme kabiliyeti veya yönetme tecrübesi olmalı. Yönetebilme kabiliyeti doğuştan gelir LİONEL MESSİ gibi geninde vardır veya yönetim tecrübesi CRİSTİANO RONALDO gibi çalışarak, kendini geliştirerek edinilebilir.

En azından biraz bilgilensinler diye yıllar önce ilk olarak Ak Parti siyaset akademisi eğitimleri başlattı. Sonrasında diğer partiler de benzer isimler altında siyaset eğitimleri başlattı. Ancak başlangıçta amaca uygun eğitimler veriliyor ve katılımcılar ciddi olarak katılım sağlıyorlardı. Sonrasında sadece belge almak için bu eğitimlere devam edilir oldu. Parti para kazanırken aday olacaklar da bu belgeyle siyaset kariyeri yapmış havasına girdiler.

Velhasıl, Belediye Başkanı başarılı olabilmek için eğer genlerinden gelmediyse yönetim konusunda kendini geliştirmek durumunda.

Yönetim, bir kurum veya kuruluşun mevcut imkânlarını amaçlarına ulaşmak için kullanması sürecindeki karar verme, sevk etme, icra etme, denetleme gibi aşamaları içermektedir.

Yönetimin temel görevi, kaynakların etkin ve verimli olarak kullanımı yolu ile kurumun amacına ulaşmasına en fazla katkıyı sağlamaktır.

Her belediye bir nevi üretim gerçekleştirmektedir. Üretim, girdilerin çıktıya dönüşüm sürecinin tanımlamasıdır. Burada girdi mali, beşeri, fiziki ve sosyo-kültürel kaynaklar, çıktı ise ürün-hizmettir. Başarılı bir yönetim, üretim sürecini etkin şekilde yöneterek girdilerinden optimum çıktıyı elde etmeye çalışır. Bu da genellikle “Verimlilik” olarak tanımlanmaktadır. Ancak yönetimi sadece verimlilik olarak değerlendiremeyiz. Çünkü yönetim sadece mevcut girdilerden mümkün olan en yüksek çıktıyı elde etmekle sınırlı değildir. Aksine mevcut kaynakların da geliştirilmesini gerekli kılmaktadır. Dolayısıyla üretim yönetimi, genel yönetimin bir alt sürecidir ve genel yönetimin alt süreçlerinden birisi de kaynak yönetimidir. Kaynak yönetiminden amaç da kaynakların geliştirilmesidir. Alt süreçleri;

- Kaynak (Mali, beşeri, fiziki ve sosyo-kültürel) Yönetimi,

- Üretim-Hizmet Yönetimi,

- Organizasyon Yönetimi olarak sınıflandırabiliriz.

Başarılı olmak isteyen bir başkan, bahsedilen alt yönetim sürecinde başarıyı yakalayabilecek politikalar izlemek zorundadır. Bunun için gerekli olan ise yetkin ve kaliteli personelden ekip oluşturabilmektir.

Tam da bu aşamada “Liderlik” kavramının önemi ortaya çıkmaktadır.

Belediye Başkanıaynı zamanda liderdir.

Liderlikle ilgili literatürde çok sayıda tanımlama varsa da, kısaca “kuruma, amaçlarına ulaşmada yön verebilme, kurum çalışanlarını bu amaç uğruna gayret ve fedakârca çalışmaya inandırabilme, onlara başarıya koşan bir ekibin üyesi olma onur ve heyecanını aşılayabilme becerisi olarak tanımlayabiliriz.

Belediye Başkanı ekip oluştururken maalesef mevcut personelden faydalanmak durumundadır. Sadece Başkan Yardımcılarını, Başkan Danışmanlarını ve Özel Kalem müdürünü kendi seçebilir. Yani isterse bunları belediye dışından getirebilir. Müdürlerini mevcut personelden seçmek zorundadır. Tam da burada yönetim becerisi, liderlik becerisi ortaya çıkmaktadır.

Yüzlerce belediye başkanına danışmanlık hizmeti verdik. Bu şekilde başarılı ekip oluşturabilen ancak 4-5 tane belediye başkanı sayabilirim. Hele bir tanesi vardı ki tam istenilen gibi ekip oluşturmuştu. Kendisi rahmetli oldu. Allah rahmet eylesin. Göreve geldiğinde bir önceki dönemden hem de ayrı parti döneminden sadece bir müdürü değiştirmişti. Onu da başkan yardımcısı yapmıştı. Sorduğumuzda ise; at sahibine göre kişner demişti. Atın önüne ot, aslanın önüne et koyacaksın derdi. Kendisi işadamı idi. Aday olmaya karar verdiği günden başlayarak yerel yönetimler ile ilgili kitaplar makaleler okumaya başlamış. Ekibiyle istişare eder son kararı kendisi verirdi. Allah rahmet eylesin. Ayrıca Erol Kaya ismi zaten efsane. Bir dönem Yerel Yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı da yapan Pendik Eski Belediye Başkanı Erol Kaya’nın şu sözünü hiç unutmam; BEN BENDEN DAHA AKILLILARLA ÇALIŞACAK KADAR AKILLIYIM. Gerçekten Erol Kaya ile çalışan ekip içinden Bakanlar, milletvekilleri, beledi başkanları, başkan yardımcıları, büyükşehirlerde genel sekreterlik vb şu an çok farklı yerlerde üst düzey yöneticilik yapan arkadaşlarımız var.

Bir de ekip kötü olursa ekibi kötü kurarsan vah başımıza gelene diye dövünür dururuz. Hem başkan hem de o şehirde yaşayanlar dövünür durur. Şehrin 5 yılı kaybedilmiş olur. Böyle örnekler de az değil. Çok çok fazla. Mesela geçmişte bir büyükşehirde başkan olan vali var. Şu an görevde değil. Mülkiye Baş müfettişi arkadaşımdan duymuştum. Aynı zamanda kendi arkadaşı. Teftişe gitmiş. Giderleri incelerken çok miktarda çay faturasına rastlamış. O kadar çok ki. Her gün o şehirdeki herkese çay ısmarlasan bile o kadar fatura ödemezsin. O kadar fazla. Arkadaşım valiyi çok iyi tanıyor çok dürüst biri. Kesinlikle boğazından haram lokma geçmez diyor. Sormuş niye bu kadar çay faturası var diye. Eski vali/belediye başkanı demiş ki; yeni başkan olmuştum, fakir bir bayan geldi yetimleri var, aynı zamanda çocukların 3 ü de özürlü. Kocası bu çocuklar yüzünden kaçmış. Akrabaları da yardımcı olmuyor. Kadın tek başına bu çocuklara bakıyor. Bu kadına nasıl yardım edilir bilmiyorum demiş. Özel kalem müdürü demiş ki, sayın başkanım ben hallederim. Başkan da halledin dedim diyor. Kadına ihtiyacını görecek kadar para verdik gönderdik. Açığı çay ocağından çay faturası alarak kapattılar. Böyle yapılıyor dediler. Ben de tamam dedim. İhtiyaç sahibi kim gelirse ihtiyacını giderdik. Çay faturası ile kapattık. Durum bu. Mülkiye Baş Müfettişi olan arkadaşım rapora yazsa valiye/başkana yazık. Yazmazsa kendine yazık. Mecburen yazmış. Tabi böyle çok fazla işlemler var. Başkan açığa alındı. Davası devam ediyor.

Sonuç olarak belediye başkanı başarılı olmak istiyorsa yetkin ve kaliteli personelle çalışmak zorundadır. Mevcut personelden bulup eğitip yetiştirmek zorundadır.

Yetişmiş personel olmayınca o vali/başkan gibi olurlar. Zaten Belediye başkanları genellikle ilk 6 aylarında attıkları imzalardan yargılanırlar.

Aslında belediye mevzuatlarını iyi okuyup anlayabilseler ve uygulasalar mevzuatlar kendilerine çok yardımcı olur. Ancak, neredeyse hiçbiri mevzuatlara ihtiyaç olmadan bakmaz, baksa bile onu yorumlayacak birikime ihtiyaç duymazlar,mış gibi yaparlar.

Belediye mevzuatında Kalite Yönetim Sistemi, Stratejik Plan, Performans Planı zorunludur. Bütün belediyeler de hazırlarlar. Meclisten de geçer. O kadar. Bir daha dönüp bu stratejik plan ne diyor diye bakmazlar.

Sonsöz olarak, eğer belediye başkanları başarılı olmak istiyorlar ise şu ilkeleri kendilerine rehber edinmelidirler;

Siyaset ve iktidar odaklı değil, hizmet ve insan odaklı,

“Katlanılan” değil, “mutlu olunan” bir şehir için çalışan,

Şehrin bütün kültürel birikimine ve tarihine ayrım yapmaksızın sahip çıkan,

Dil, din, mezhep ve siyasi görüş farkı gözetmeksizin hizmet sunan,

Şehrin geleceği için, geleceğin nesilleri çocuklar ve gençlere yatırım yapan,

Kadınları önceleyen hizmet anlayışına sahip,

Halktan gizleyecek ve saklayacak birşeyi olmayan şeffaf ve hesap veren,

Seçimden seçime değil, her zaman halkın içinde olan, görüşüne müracaat eden katılımcı,

Beşikten mezara kadar hizmet eden ve insanların bütün sosyal ihtiyaçları için “Bu benim işimdir” diyen,

Şehrin ekonomik kalkınmasının sadece Ankara’nın değil, kendisinin de sorumlu olduğuna inanan,

Belediye için çalışan Başkan olabilmek…

Osman Danış

YORUM EKLE