İŞTE, DEPREM BÖLGESİ İÇİN PROJE!..

Yazarımız Prof. Dr. Bülent Sönmez’in 16 Kasım 2020 tarihinde gazetemizde “YAŞLILARIN OLMAYAN MEKÂNI” başlığıyla yayınlanan “SAĞLIK KÖY PROJESİ”ni deprem illeri için öneriyoruz.

İŞTE, DEPREM BÖLGESİ İÇİN PROJE!..

6 Şubat’ta meydana gelen ve başta Adıyaman, Hatay ve Kahramanmaraş olmak üzere 11 şehrimizde büyük yıkıma neden olan deprem sonrası yeniden ayağa kalkma çalışmaları devam ederken durumu fırsata çevirme imkanı doğduğduğunu belirterek “SAĞLIK KÖY PROJESİ”ni yetkililerin dikkatine sunuyoruz.

Yazar Prof. Dr. Bülent Sönmez’in 16 Kasım 2020 tarihli Adıyaman Doğru Haber Gazetesi’nde “YAŞLILARIN OLMAYAN MEKÂNI” başlıklı makalesinde yer alan “SAĞLIK KÖY PROJESİ”nin deprem illeri için uzun vadede çok faydalı sonuçlar doğuracağına inanıyoruz.

Şöyle ki, ihtiyaca göre 85-130 metrelik planlanacak tek katlı, önü ve arkasında küçük hobi bahçesi olan mekânların olduğu küçük yerleşim birimlerinden oluşacak bir köy olarak düşünülebilecek SAĞLIK KÖY’lerde cafe, alışveriş merkezi, resteurant olan, ağaçlarla donatılmış, kendi içinde belki küçük göletleri bulunan küçük ama modern yerleşim birimleri oluşturulabilecektir.

Proje konusunda bir açıklama yapan İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Sönmez; “Adıyaman'da ve birçok ilde büyük bir deprem felaketi yaşandı. Ölenlere rahmet kalanlara sağlık afiyet diliyoruz. Şehirlerimizi bir an önce canlandırmak mağdurların mağduriyetini gidermek Elbette çok önemli.. Ancak bu yaşananlardan da ders almak zorundayız. Ölmüşlerimizi rahmete gidenlere geri getirmemiz mümkün mümkün değil ama şehrimizi yeniden planlı bir şekilde yapılandırmamız mümkün. Bu noktada hem yöresel çizgilere uygun doğa ile iç içe, sağlam ve sosyal hayatı dinamik olan bir şehir kurmak zorundayız.. Bu yüzden şehirlerimizi çok ciddi bir biçimde yeniden ayağa kaldırmak gerekiyor” dedi.

İşte, Prof. Dr. Bülent Sönmez’in söz konusu projesini içeren makalesi:

SAĞLIK KÖY

Ülke nüfusu her geçen yıl daha da yaşlanıyor. Yaşlılık beraberinde birçok problemi de getiriyor. Bunların başında sağlık problemi ki hepimizin ilk dikkat ettiği şey budur. Fakat sağlık problemi tek başına ele alındığı zaman bizi yanıltabilecek bazı anlayışlara kapı açıyor. Çünkü yaşamın aslında bir bütün olduğu gözden kaçıyor. Beden sağlığının ruh sağlığı ile bağı göz önüne alındığında salt bedensel sağlığı dikkate almak ciddi bir yanılgı olarak öne çıkıyor. Yaşlı, sağlık sebebi ile kendisinin sağlığı ile ilgilenen insanlar tarafından bir tür izolasyona tabi tutuluyor.

Oysa yaşlandıkça insanların yalnızlaşması en önemli sorun. Yaşlı hastalandığında sosyal yaşantısını da kaybediyor. O halde yaşlılar için bir şeyler yapmak isteyenlerin dört temel unsuru birlikte düşünmek zorunda olması kaçınılmaz görünüyor.

Bunlar, sağlık, sosyalleşme, aile bağları ve günlük yaşam.. Bunlar ortalama insan hayatının vazgeçilmezleri olarak öne çıkıyor.

Yaşlılarımızın hayatını düşünmeye ve onlar için neler yapılacağını göz önüne almaya başladığımızda sağlıklarının kontrolünün sosyal yaşam, aile ve günlük yaşamdan kopmamalarını sağlayacak alanlar yaratmaktan geçtiği sonucuna varıyoruz.

Huzurevi ya da Darulaceze gibi kavramların artık bu zaman diliminde yerinin olmadığını da anlamak zorundayız.  Bu mekânlar daha çok kimsesiz, sahipsiz ya da sahiplenilmiş yaşlılara dönük bir çözüm olarak belli tarihsel koşullar içinde ortaya çıkmış çözümler olarak anlaşılmalıdır.

Ancak bu çağda yeni bir anlayışa kavuşmamız gerekiyor. Bu anlayış bize yukarıda saydığım dört özelliği de barındıran, daha modern; daha insani mekânlar üretmemizi söylüyor.

Hepimiz Müslüman ahlakı ekseninde belli değerlere sahibiz. Bu yüzden genelde yaşlılara aile fertlerinin bakmasını önemser ve üstte tutarız. Bu çok güzel ve övülesi durumdur. Ancak artık metropollerde yaşıyoruz. Yüksek katlı binalarda yaşıyoruz. Bırakınız yaşlıları, çocuklarımız bile doğru düzgün oyun alanı ve enerjisini harcayacak mekânlar bulamıyor. Bu ortamlarda yaşlı bakmak hem yaşlı insan, hem ilgilenen aile fertleri için çok ciddi sıkıntıları beraberinde getiriyor. Modern kentteki evler de asla yaşlıların bakımı için müsait mekânlar olmuyor.

O halde sağlık, sosyal yaşam, aile ve günlük yaşam gibi dört temel unsuru dikkate alan mekânlar inşa etmemiz gerekiyor. Bu yüzden benim önerim “Sağlık Köyleri”dir.

SAĞLIK KÖYLER NE DEMEKTİR?

En az 15-25 metrekarelik, tek katlı, önü ve arkasında küçük hobi bahçesi olan mekânların olduğu küçük yerleşim birimi.

“Huzurevi” veya Darulaceze” gibi zihnimizde itilmişliği ve terk edilmişliği barındıran kavramlardan ve alanlardan bizi uzaklaştıran bir mekân tasarımı.

Burası tam teşekküllü bir sağlık binası ile bir köy olarak düşünülmelidir. İçinde cafe, alışveriş merkezi, resteurant olan, ağaçlarla donatılmış, kendi içinde belki küçük göletleri bulunan hatta bu göletlerde belki ördeklerin, kazların yüzdüğü bir köy.

Bu köy 10, 20 hatta azami 30 evden oluşabilir. Bu köy dört özelliği içinde barındıran ruh ve beden sağlığının birlikte düşünüldüğü çok mükemmel bir mekân olacaktır; şöyle ki;

1-SAĞLIK

Yaşlılar her sabah ve akşam sağlık görevlilerinin kontrolünde olacaktır.

2- AİLE

Aynı zamanda 15-20 metrekarelik ön ve arka bahçesi olan misafir ve aile fertlerini ağırladıkları evleri olacaktır.

3-SOSYAL YAŞAM

Market, Cafe ve yiyeceklerin uzman kişiler tarafından belirlendiği restaurant, yürüyüş ve bisiklet yolu ile hem sosyal hem de bedensel aktivite ile moral kazanacaklardır. Böylelikle yaşlılar sadece evlerinde oturamayacak; bir odaya mahkûm olmayacaklar, gerektiğinde markete gidebilecek/götürülebilecek, gerektiğinde Cafede oturup birlikte sohbet edeceklerdir.

Kısacası doktoruyla, hemşiresiyle, hasta bakıcısıyla ve ambulansıyla güzel bir köy olacaktır. Bunu yapmak zor değildir.

Belediyelerimizin ya da yetkili kuruluşların bu tarz köylerin inşasına bir an önce başlamaları gerekmektedir.

Bu köylerde yaşlılar hem sağlık hizmeti alacak, hem sosyal- günlük yaşamdan ve ailelerinden kopmayacak; kendilerine ait mekânlarında kendilerini itilmiş hissetmeyeceklerdir.

Elbette bunun için bir hizmet bedeli olabilir. Onu, hizmeti sunan takdir edecek; yetkili kurumlar da destek vereceklerdir.” (HABER: Mehmet Emin Danış)

Güncelleme Tarihi: 03 Temmuz 2023, 13:27

adiyamandogruhaber

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER