YARDIMLAŞMADA NEDEN YETERSİZİZ...

Doğrusu bu yazının en başında Besnili hemşerilerimizin, özellikle de Erdemoğlu ailesinin hakkını vermemek haksızlık olacak, onların yardımlaşmasını örnek göstererek yardımlaşma konusundaki düşüncelelerimi paylaşmak istiyorum.

Önce pandemi belası vurmaya başladı,
Ardından 20 Aralık 2021 krizi,
Ve daha sonra günler süren kar da üzerine tuz-biber oldu…
Hepimizin ekonomisi ve buna bağlı olarak psikoloji allak-bullak…

Ülkece yaşanan bu umut yıkıcı olumsuz gelişmelerin bir şekilde atlatılması için yardımlaşmanın zorunlu olduğunu da bilmeyen yoktur. 

Adıyaman genelindeki büyükkentlerin arasında kalmış olmanın da etkisiyle zaten var olan ekonomik bunalımın giderek kangrene dönüşmesinin en büyük nedenlerinden birinin samimiyet eksikliği olduğunu düşünüyorum.

Tamam, çok da güllük-gülistan bir durumda değiliz ama Türkiye’nin bankalardaki mevduat birikimi en çok olan illerinden birisi olduğumuzu da biliyoruz. Yani fakirimiz çok ama zenginimiz de çok. Sorun bu zenginlerimizin yardımlaşma bilincinin yetersiz olmasıdır. Halbuki hepimiz de biliyoruz ki yardımlaşma bereketin en büyük kaynağıdır.

Hayırlı işlerde yarışan kişi ve toplumlar hiçbir zaman amansız derde düşmezler, çünkü bol bol dualar alırlar.

Bakın son aylarda ekonomik nedenlerden intihar edenler oldu, boşanmalar yaşanıyor, yuvalarda huzur sorunu giderek artıyor… Hastalarımız, özellikle SMA hastası olanlarımız ilaç bulmakta zorlanıyor, esnaf ve sanatkarlarımız kepenk indiriyor, çiftçilerimiz tarlalarını ekmez oldu, hayvancılığımız yok olmak üzere…

Bununla beraber gençlerimizi kaybediyoruz, geleceğimiz tehdit altında…

Ekonomik bunalımdaki aileler çocuklarına yeterli güven veremiyor, aklı karışık büyükler çocuklarıyla yeterli zaman geçiremiyor, yeterli kitap okuyamayan ve dolayısıyla bilgi anlamında fakirleşen ebeveynler olarak gelecek nesillere ihtiyacımız olan şuuru veremiyoruz…

Ama buna rağmen pırıl pırıl çocuklarımız her alanda bireysel başarılar sergileyerek yoklukjla mücadeledenin ve azmin en güzel örneğini sergiliyor. Bakın TUBİTAK proje yarışmalarında aldığımız madalyalara, bakın sporda madalyaya doymayan Samsatlı kızımız Buğlem Sultan Yavuz gibi yüzlerce yavrumuza ve ne olur yardımlaşmada geç kaldığımızı fark edin.

Bu çocuklarımızın ömür boyu başarılı olup-olmaması biz büyüklerin elinde… Onların bilimsel anlamda laboratuar gereçlerine, spor malzemelerine ve en önemlisi de sağlıklı beslenmeye ihtiyaçları var…

İmkanı olanların bu başarılı çocuklarımıza ulaşması ve sponsor olması pek de pahallı bir gider değil, yeter ki içimizde Allah rızası için yardımlaşma bilinci ve isteği olsun.


Mehmet Emin Danış

YORUM EKLE