Bir yıl önce yazdığım güncel yorumum şöyleydi;

"Gelişmelere bakınca aklıma olumsuz şeyler geliyor. 

İyi ki bu aralar çalışmıyom, çalışan bir gazeteci olsaydım bir çok vebalin altında kalırdım.

Ne güzel, yazmak istemediğimde yazmıyorum, yazmak zorunda kalıp vebal-günah almıyorum."

Son günlerde öyle çok üzücü haberler gündeme geliyor ki, bırakın yazmayı, dinlemekle bile boynumuz bükülüyor..

Mesela, AK Parti İl Kongresi sürecinde parti içi çekişmeler sonucu ortaya atılan iddialar yenilir-yutulur gibi değil..

Geçmişte, onyedi yıl üyesi olduğum AK Parti kuruldu kurulalı bu tür dedikodularla yıpratılmak istendi ama sağlam veya gerçeğe yakın iddialarla veya delilli belgelerle sarsılamadı..

Muhalefetin yıllarca yapamadığını "kongre savaşları" vesilesiyle parti içindeki rakipler yapmış oldu, siz olsanız benim gibi "vay be" demez misiniz?

Geçmişte Kadın Kolları Başkanlarının zerafetiyle tanınan bu parti bugün Kadın Kolları Başkanlığını komple yerinden sallayacak iddialarla gündeme geliyor...

Perihan Gümüş hakkındaki iddialar çok ama çok vahimken, içinde cebren gasp ve tehdit ve şantaj içeren iddialarla gündeme düşmüşken siz olsanız "yazıklar olsun" demez misiniz?

İşin adli boyutu ayrı, elbette Perihan Gümüş'ün bir savunması olacaktır ama ya siyasi boyutu ne olacak?

Bir koltuk uğruna biri birine girdiği açıkça ortada olan bir kadro varken siz olsanız "geleceğinizden endişe" etmez misiniz?

Ben üzgün bir vatandaşım, ben yavrularının geleceğinden endişe duyan bir babayım, ben memleketinin makûs talihine için için ağlayan bir gazeteciyim...

Hani o güldür güldür "Adıyaman'da basın yok" diyerek bizlere acımasızca vuranlar var ya, "aha ya basın, aha ya haber" diyerek sesleniyorum, siz olsanız "değdi mi", "ahireti yakacak kadar önemli mi" diye sormaz mısınız...

Ah, "Ya Ömer".. ah!

Senin mübarek adını kullanarak kimler rant sağlıyor, kimler mübarek dava adına kimleri eziyor..

Siz olsanız, "Reisinizden utanmıyorsanız, Allah'tan korkun" demez misiniz?