VALLAHİ DEĞMEZ...

VALLAHİ DEĞMEZ...

Size istediğiniz kadar kağıt ve kalem kullanma hakkı verilse...

"Dilediğin yerden başla, dilediğin zamana kadar, dilediğin kadarıyla hayatını yaz" denilse...

Kaç sayfa yazabilirsiniz?

İyi düşünün; 365 sayfa yeter mi? 365 sayfayı doldurabilir misiniz?

Oysa kim bilir kaç 365 günlük bir hayatı tükettiniz...

Deneyin lütfen ama abartmadan, net ve olduğu gibi.. Yani eleştiri, yorum, karşılaştırma, eksiltme veya çoğaltma yapmayacaksınız...

Olduğu gibi, yalın...

Örneğin; falan gün okula başladım, alfabeyi filan gün ezberledim, ödevimi yapmadığım için öğretmenimden tokat yedim, ayağım kayınca düştüm ve dizim kanadı, kardeşim doğunca sevindim, dedem vefat edince üzüldüm gibi...

Haydi, deneyin lütfen...

İddia ediyorum, aranızda 365 sayfayı doldurabileceklerin sayısı üç-beş kişiyi geçemez...

Düşünsenize kim bilir kaç 365 gün, kaç bin saat, kaç milyon saniyelik bir ömür yaşadınız...

Bazen hiç geçmeyen dakikalar yaşadınız, her bir saniyesi adeta bir ömür gibi geçmek bilmeyen heyecan, sevinç, keder veya korku dolu onca zamanı kaç sayfaya sığdırabilirsiniz?

Halbuki yazmakta zorlandığınız ve hatta çok düşünmedikçe aklınıza bile gelmeyen, unuttuğunuz onca ömür...

(Siz yazamıyorsunuz ama yazan katipler var, hiç bir anı bile atlamadan zerre bile değiştirmeden, olduğu gibi...)

Sevapsa da, hataysa da veya günahsa da..

Haydi bir hayal daha kurun; yazdığınızı varsaydığımız o dolu dolu hayatınızı bir de okuyun.

Kaç dakikada okursunuz?

Size 365 dakika versem yeter mi?

Her sayfayı okumak bir dakika olsa varın gerisini siz hesaplayın;

Kaç zaman yaşamışsınız?

Bu dolu dolu yaşadığınız zamanlar boyunca kimleri mutlu ettiniz, kimleri üzdünüz, kimleri korkuttunuz, kimlerin hakkını verdiniz, kimlerin hakkını yediniz?

Mesela bir an şeytana uymuş olan birinize sorayım, mesela dolandırıcı birisine; kandırdığınız insanın kaç kişiye bakmakla yükümlü olduğunu, çaldığınız paraların kaç kişinin rızkı olduğunu biliyor musunuz?

O kişi ve onun bakmakla yükümlü olduğu kişiler ve de onların devam eden silsilesinin hakkını nasıl ödemeyi planlıyorsunuz?

Ya da bir tefeciye sorayım mı?

Mecburen size gelmiş bir zavallının bu zor durumundan faydalanıp elinden aldığınız huzuru ve mallarında kaç kişinin hakkı vardır?

Sizce onlarla helalleşme fırsatınız olacak mı?

Durun bir de yetkisini kötüye kullanan rüşvetçi kamu görevlisine soralım, yoksa insanların ümidini menfaat için kullanan politikacıya mı sorsak veya ailesinin rızkını hovardalıkta harcayan kazanovalara, kendisine mecbur eşini döven- ezen- öldüren kişilere de soralım mı?

Benim vereceğim örnek çok ama bence örneklerle boğuşmayın; sizler kendinize sorun: değdi mi?!

Bence, vallahi değmez.

Mehmet Emin Danış

YORUM EKLE
YORUMLAR
MUSTAFA TÜREN
MUSTAFA TÜREN - 3 yıl Önce

Çok çarpıcı bir yazı. Durup düşünmeye zorluyor. Yüreğine sağlık.

yusuf polat
yusuf polat - 3 yıl Önce

Kutlarım .akıcı GÜZEL bir yazı.keşke ne ve kim için yazdığımızı da azıcık ima etseydiniz. Geneline katılsam da o hesaplaşma işlemine asla katılmam.şu süreçte yenilen istismar edilen KUL HAKKI öyle helalleşme hikayeleriyle geçiştirilemez. En azından 130.000 KHK lı insanı çoluk - çocuğuyla sorgusuz - sualsiz kamudan atıp aç ve sefil olmalarından sorumlu olanlar bunun hesabını vermeli. Sevgiler ve başarı dileklerimle.