TÜRKİYE YİĞİDİNİ ARIYOR...

Bugünķü yazımı sizlere sunmadan önce;

1- Başta İZMİR halkı olmak üzere tüm Türkiye'ye geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum.

2- Tüm okuyucularımı Adıyaman Valiliği tarafından İZMİR DEPREMİNDEN ETKİLENEN VATANDAŞLARIMIZA İLETİLMEK ÜZERE başlatılan KULLANILMAMIŞ BATTANİYE ve GIDA KOLİSİ YARDIM KAMPANYASINA destek olmaya davet ediyorum. (Dileyen herkes Adıyaman Valiliği ve ilçe Kaymakamlıklarımızdan bilgi alabilir.)

***

TÜRKİYE YİĞİDİNİ ARIYOR...

Çok değil, Cuma gününe kadar başta Coronavirüs olmak üzere onlarca öncelikli konuyla meşgul olan Türkiye'de (her deprem sonrası olduğu gibi bir kaç aylığına) önceliği depreme verdik...

Deprem derken, konumuz depremin oluş nedeni değil elbet..

Adıyaman gibi, depreme hazırlıklı olmayan şehirler, özellikle de fay hattı üzerindeki vatandaşların barındığı konutlar ve elbette ki imar konulu sohbetler yine ilk sırada..

Özellikle Marmara Depremi sonrası alınması kararlaştırılan tedbirlerin çoğunu almamış/ alamamış bir Türkiye haritası üzerinden herkes birşeyler söylüyor..

Aslında hastalık belli, teşhis net, ilaç reçetesi hazır olan bu kangrenden ülkemizin kurtul(a)mamasının acı sitemleriyle dolu olan bu söyleşilerin özü "BİR YİĞİDİN RİSKE GİR(E)MEMESİ"dir.

Çarpık kentleşmenin önüne geçemeyen Türkiye'de kime sorarsak aynı cevabı verecektir: "BİR YİĞİT LAZIM..."

Türkiye bütçesinin en büyük kalemlerinden birini teşkil eden inşaat sektörünün insan hayatını hiçe sayan gidişatının önünü kesecek KARARLI BİR YİĞİT aranıyor..

Özellikle de fay hattı üzerinde yaşamak zorunda kalan vatandaşların derdine çare olacak, politik geleceği dahil, kendi hayatını bile feda edecek BİR YİĞİT ARANIYOR...

Kanunsa kanun, yetkiyse yetki.. aslında bu konuda halkın da tam desteğini ardına almış bu HÜKÜMET bile gerekeni yap(a)mayacaksa kim yapacak?

Aslan gibi mühendislerimiz var, teknolojimiz birçok ülkenin önünde, en kaliteli malzememiz var.. ama tabutu andıran beton blokları yıkıp modern şehirler yapacak YİĞİT BAŞKANLAR ARANIYOR..

Bunca senedir tek başına iktidar olan AK Parti ve onun oyunu bile tek başına geçen Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konudaki kesin ve kararlı hamlelerine muhalefet dahil kimsenin "yok" demeyeceği ortadayken neden gerekeni yapamıyoruz?

Antalya ve Mersin'de sahil boyu, kilometrelerce dizilmiş beton yığınlarını birkaç yılda yıkan BAŞKANLAR da aynı kanunlardan güç almadı mı?

Neden güvensiz binalara ve çarpık kentleşmeye "KESİNLİKLE HAYIR" diyemiyoruz...

Sayın Cumhurbaşkanının kesin ve kararlı emriyle Türkiye'deki bütün ilgili kurumlar harekete geçecektir ve muhalefet belediyeleri dahil hepsi de gerekeni yapacaktır.. çünkü onlar da biliyor, TÜRKİYE YİĞİDİNİ ARIYOR!..

YORUM EKLE
YORUMLAR
M. Nuri Tuğsuz.
M. Nuri Tuğsuz. - 4 yıl Önce

Ben eski Besni belediye başkanıyım,ilçemiz 1950'ler de yukarı şehir denilen,jeolojik olarak pekte uygun olmayan yere taşınmıştır.1989 ve 1994 yerel seçimlerinde seçilerek,iki dönem üst üste Başkan oldum.Mevcut yerleşim yeri,yeni olmasına rağmen çarpık yapılaşma olmuş ve gelişmeye asla müsait değildi,Atatürk caddemiz ilk imar planında(elle çizilmişti) 30 metre,sonra gelen başkanlar yolun sağından ve solundan,5' metreyi daraltarak ticari alan olduğundan dükkan sahiplerine satmışlardır.Böylece Besi'nin içinden geçerken,boydan boya Atatürk Caddemiz 20 metreye düşerek,günümüz şartlarında trafik yüküne cevap veremez duruma gelmiştir.
Biz ne yaptık?Mevcut yapıları yıkıp yerine yeni yapılar koymak mümkün değildi,hem pahalı bir yöntemdi,hemde yerleşim yeri zaten çarpıktı,nereye el atasam elimde kalacaktı.Benim hayellerim modern,çağdaş yeşil ağırlıklı yepyeni bir kent yaratmaktı...Araştırdım soruşturdum,etütler yaptırdım ve cesaretle Yukarı Şehrin yanına,aradan dere geçmesine rağmen,bu günkü Yen'i Kent'i uydu kent olarak sıfırdan inşasına karar verdik.30 sene önce imar planını yaparken,depremi ve refah hayat seviyesini,yeşili,sosyal alanları ve yollar geniş geniş bırakarak,yatay yapılaşmayı önceleyerek,zemin +5 olarak,TKİ'leyle belediye olarak 160 dönüm alanı istimlak aderek 500 konut inşa ederek işe başladık.2000 bin dönüm alanı toplu konut alanı ilan ettik.
Benim üzüntüm,gelen belediye başkanları,rant mikrobuna bulaşarak,bu güzelim imar anlayışını ve planını bozdular,hemde yatay yapılaşmayı terk ederek dikey yapılaşmaya geçtiler.Ne oldu? Türkiye'de parmakla gösterilecek,tek kelimeyle çağdaş bir uydu kent,yerel yönetimlerin rant uğruna heba ettikleri ve yapı stoğu olarak risk oluşturan bir konuma geldik...
Adıyaman bizim vilayetimiz,ilçe belediye başkanı olarak ilimize gelip giderken,hep şunu düşünmüşümdür;mevcut yerleşim yerini alabildiğine islah edip,kuzeye dağa doğru,Kuuzey Adıyaman'ı geniş geniş caddeleri,yeşili bol parkları,sosyal alanları ve en önemliside yatay yapılaşmasıyla,bir uydu kent yaratılamaz mıydı? Nedir Allah aşkına? Şehri biri gelmiş batıya,biri gelmiş Doğuya o güzelim tarım arazilerini yok ederek şehirleşme mantığı mı olur? Söylemesi ayıp bunun için vizyon sahibi ve misyonu olan yerel yöneticiler lazım.Selam eder,saygılar sunarım.