TEKRAR; SAMSAT'IN SU BEKLEYEN TARLALARI..

Israrla tekrar... evet ısrarla... tekrar.

Yıllarca ulaşabildiğim herkese söylediğim, sayfalarca yazdığım konu ama tekrar yazıyorum ve yayınlıyorum..

En son 29 Ocak 2020'de yazmıştım ama kimse ilgilenmedi, birileri ilgilenene kadar yazacağım, söyleyeceğim... olmadıysa bir gün birileri gerçekleştirsin diye her fırsatta tekrar tekrar yazacağım.

"Atatürk Barajı'na bir ilçe, 12 köy ve 45 mezrasını" vererek "ahde vefa" anlamında alacaklı duruma geçen Adıyaman'ın son 35 yılındaki arşivlerine baktığımızda en büyük ve öncelikli derdinin "Samsat Sulama" projesinin uygula(nma)ması olduğunu görürüz.

1980'li yıllarda Prof. Dr. Nimet Özgüç ve ekibi tarafından yapılan "arkeolojik kurtarma" çalışmaları bile yarım kalan tarihi Samsat ilçemizden bahsediyorum...

Samsat ve bağlı 57 yerleşim merkezimizde yaşayan binlerce insanın hatıralarını bu proje yani GAP yutmuştu.

"Ağzı Adıyaman'da, süt üreten memesi Şanlıurfa'da" bir inekle karikatürize ettiğimiz bu dev proje sayesinde Şanlıurfa merkezli ekonomik ve siyasi kazanç elde eden hükümetlerin hiç biri "ahde vefa" noktasınsa gönlümüzü alamadı.

"AK Parti sayesinde tarlaların bir kısmı sulanıyor ya" diyenleri duyar gibiyim ama bunu diyenlere "45-50 yıldır gelen bütün hükümetler, bayrak yarışı gibi bir çalışması sonucu yapa yapa ancak bu kadarı yapılabildi" diyorum.

Bu gibi projelerin "partiler üstü milli projeler" olduğunun altını çiziyorum ve partiler arası politik yarıştan ayrı tutulması gerektiğini ifade etmek istiyorum.

Şöyle ki; 

Samsat Sulama Projelerinin ilk şekli iki etaptan oluşuyordu. Birinci ve İkinci Etap diye adlandırılan bu projelerde toplam 6 pompaj ünitesi vardı. Şimdiye kadar yapılan çalışma bu 6'dan sadece 2'sidir...

Eğer bu 6 pompaj ünitesi bitseydi Samsat'ın 8337 hektar arazisi sulanacaktı, şu anda yani "tamamlandı" denilerek servis edilen birinci etapla sadece 2806 hektar araziye su verilmiş oldu.

Geri kalan 5531 hektarlık alanla ilgili ikinci etap çalışma ise "ekonomik değil" denilerek "gizlice" rölantiye alınmış durumda...

Peki, bu İkinci Etap Projeyi rölantiye alan uzmanlar "doğru mu yapmış" diye sorarsanız "evet" diyorum. Çünkü kot farkı nedeniyle planlanan pompajlı sulama projesi çok ama çok büyük maliyetlerle (milli) bütçeyi etkiliyordu.

Düşünsenize her bir ünitesi yaklaşık 50 milyon liraya kurulacak ve barajdan alacağı suyu kanallara nakledebilmek için milyonlarca liralık enerji tüketecekti...

(2020 yılında size müjdeli ama sonra unutulan bir haber vermiş olmanın onurunu taşıyorum: Son yıllarda verilen birçok müjdemiz gibi bu müjde de gerçekleşmeyi bekliyor.)

Bu korkunç maliyeti gören DSİ 20. Bölge Müdürlüğü bünyesindeki uzmanlar daha uygun maliyetli ve cazibeli sulama imkânı doğuran yeni bir projeyi hazırlayıp Genel Müdürlüğe iletmişlerdi.

Genel Müdürlüğün de hızlıca Bakanlığa yani Hükümete sunmuştu... Bu yeni projenin adı Osman Senai Can (OSC) Barajı idi...

Eğer Kömür beldemizin güneyinde, Bırcik Çayı üzerine projelendirilen OSC Barajı kabul edilseydi ve uygulansaydı:

1- Hem Samsat ilçemizin 4012 hektarlık arazisi hem de Kömür beldemiz çevresindeki 2616 hektarlık alan yani toplam 6628 hektar alan cazibeyle sulanacaktı. (Samsat'ın su bekleyen diğer 1519 hektarlık alanı ise maalesef yine ikinci etap pompaj projesini bekleyecekti.)

2- Bu proje sayesinde Koçali Barajının sulama yükü hafifliyor ve Adıyaman'ın uzun vadede ihtiyaç duyacağı içme suyuna ayrılan miktar artmış oluyordu...

Ama maalesef bu proje de tozlu raflara indirildi.... Bir daha yazdım çünkü Bakanlık ve Genel Müdürlük arşivinde bizim için önemli olan bu projenin tozlanmasına gönlüm razı olmuyor.

(Projeye adı verilen DSİ 20. Bölge Müdürlüğü bünyesinde yıllarca Planlama Şube Müdürlüğü yaparak Adıyaman, Kilis, Gaziantep ve Kahramanmaraş illerindeki projelere özveriyle katkı verip görev döneminde vefat eden Osman Senai Can'a rahmet diliyorum.)

Mehmet Emin Danış

YORUM EKLE