PROVOKASYON NE DEMEK?

Türk Dil Kurumuna göre provokasyon “kışkırtma” demektir.

Şimdi gelelim konuya;

Özetle, “Yetkisiz Tütün Ticareti Yasağı”nın 1 Temmuz 2021 tarihinden itibaren yürürlüğe girmesinin ardından yıllardır tütünle geçinen Adıyaman halkının büyük bölümü “ekmeğinden olacakmış” kaygısıyla çeşitli tepki eylemleri yaptı.

Yol kapama dâhil yapılan eylemleri “doğal olarak” kanunu çıkaran iktidarın karşındaki muhalefet partileri olarak (ki bunların başında TBMM Başkanlık Divanı Üyesi ve CHP Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere) destekleyen açıklamalar yaptı.

Örneğin Milletvekili Tutdere, “Adıyamanlı tütün üreticilerinin yanında olduğunu” ifade ederek “Tütün üreticilerimizin her zaman yanında olacağız" dedi.

Ardından AK Parti İl Başkanı Mehmet Dağtekin, parti binasında tütün eylemlerine ilişkin yaptığı basın açıklamasında “bazı kesimlerin algı yaptıklarını” vurgulayarak, kooperatifleşme sürecinin 6 ay daha uzatılacağını söyledi.

Açıklamasında “Tütünü O zihniyet yasakladı, Biz serbest ettik” gibi sosyal medyada tepkili yorumlara neden olan bir cümle de sarf eden Mehmet Dağtekin, tütün konusunda provakatörlere dikkat çekerek, tütün üzerinde algı yapanların tütünü yasaklayan zihniyet olduğunu ekledi.

Ve son konuyla ilgili en yüksek makamı temsil eden AK Parti Merkez Disiplin Kurulu Başkanı ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın, “Yalan ve yanlış bilgilerle çiftçimizin alın teri üzerinden algı operasyonu yapanlara sormak isterim: Tekel’in özelleştirmeye devrini kim yaptı? 4733 Sayılı yasa kim tarafından ve ne zaman çıkarıldı? Tütünü sınırlayıp kotaya bağlayan kim? Sarmalık kıyılmış tütünü kim yasakladı?” şeklinde sordu.

Okuyanların “20 yıldır siz iktidardasınız, O zihniyetin yasaklarını isteseydiniz siz kaldırırdınız, güç sizdeydi” diye yorumladığı bu açıklamanın ardından Adıyaman Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Mehmet Salih Şahan bir toplantı yaparak Kâhta Ziraat Odası Başkanı Rüştü Zorlu Turanlı, Çelikhan Ziraat Odası Başkanı Abdurrahman Kaya ile basın açıklaması yaptı.

Adıyaman Ziraat Odası’nda gerçekleştirilen basın açıklamasında konuşan Şahan, tütünün Adıyaman’daki geçmişten günümüze yaşadığı serüveni özetleyerek;

“Kısıtlama sürecinin 1 Temmuz’dan sonra 6 ay daha uzatılması yönünde Milletvekillerimize görüşlerimiz ve taleplerimizi ilettik. AK Parti Adıyaman Milletvekilimiz Ahmet Aydın’dan aldığımız haberde kooperatiflerin eksikliklerini tamamlayabilmesi için 6 ay daha yani 1 Ocak 2022 yılına ertelenmesi için torba kanununa teklif koyacaklarını söyledi. Tütün Adıyaman’ımız için vazgeçilmez bir üründür. Tütün sayesinde gençlerimiz evleniyor, istihdam sağlanıyor en önemli yanı ise tütün sayesinde Adıyaman asayiş konusunda en rahat il olma özelliğini taşımaktadır. Çünkü ilimiz üreticisi eve götüreceği ekmeğinin, çocuklarının eğitimi ve geçimini sağlamaktan başka hiçbir şey düşünmüyor” dedikten sonra o talihsiz cümlelere geliyor, şöyle devam ediyor:

“Tütün üreticilerimize şunu söylemek istiyorum. Tütün üzerinden siyaset ve provokasyon yapmak isteyen kişilere meydan vermeyin, haklı olan davanızdan haksız duruma düşmeyin. O kişilerin isteği huzur kenti olan Adıyaman’ımızda kargaşa çıkartarak farklı çıkarlar elde etmektir. Konuyu provoke ederek tütün üreticimizin ekmeğiyle oynanmasına hiçbir çiftçimiz, üreticimiz asla müsamaha göstermemelidir.”

Gördüğünüz gibi çok güzel başlayan bir açıklama “provokasyon” uyarısı altında yapılan bir algı operasyonuna kurban gidiyor.

Ne yani hak aramak, derdini yetkililere anlatmaya çalışmak, demokratik eylem hakkını kullanmak gibi yasal haklar provokasyon mu yani “kışkırtma mı” oluyor?

Kimdir provokatör? Yoksa Cumhur İttifakı karşında olan bütün bir halkın sözcüsü olan CHP mi, İYİ Parti mi, Deva Partisi mi?...

Bu konuda bu üç partinin ve ben dâhil bazı basın mensuplarının eleştiri, yorumu veya eylemcilere destekleri oldu. CHP Milletvekili Abdurrahman Tutdere’nin sorunu gündeme getirmesi mi provokasyon?

“Ortada bir sosyal sorun var, bu halkın başka alternatifi yok, çıkartılan yasa karşında mevcut tekelci çok uluslu şirketler karşında birleşme ve acımasız küresel sermayeyle mücadele etme şansı yok” demek mi provokasyon?

Size bir şey söyleyeyim mi, bu provokasyon değil, CHP dâhil muhalefetin yaptığı sadece ve sadece politik mücadeledir, bunun adı en fazla “oy kampa çalışmasıdır” ve bundan da daha doğal bir demokratik faaliyet yoktur.

Lütfen, vatandaşların bir kısmını dışlayıcı ve öteleyici söz ve tavırlardan uzak durun.. Aksine bu tür masumane hak arayışlarını provokasyon olarak değerlendirme devam ederseniz sizler bizzat provokasyona davetiye çıkarmış olursunuz… 

Gerçek provokatörlere zemin hazırlamaktan başka bir şeye yaramayan söz ve tavırlar hiçbir derdin ilacı olmaz, aksine “ases gel beni tut” manasına gelir ve bölücü terör yanlılarına zemin hazırlar.

Olacağı ve yapılması gereken aslında çok basit, zaten bu işlerde tecrübe sahibi olan kolluk kuvvetlerine işi bırakmak yeterlidir. Ülkede ve dünyada yaşanan pandemi ve ekonomik krizlerle bunalan ve hassaslaşan vatandaşların gönlünü zedeleyen politik açıklamaları yapan herkes susmalıdır. Kolluk kuvvetleri kimin provokatör, kimin masum bir hak arayışı için eyleme kalkışan vatandaş olduğunu bilir ve gerekeni usulüyle yapar.

Eskiden de bu böyleydi, şimdi de böyledir, bu gibi eylemlerde yapılması gerekenler konusunda çok tecrübeli bir güvenlik ağına sahibiz…

Örneğin eskiden bu tür etkinliklere sızan kötü niyetli kişileri tespit eden kolluk kuvvetlerinin amirleri gider eylemi yapan masum kişilerin temsilcilerinin bilgilenmesini sağlardı, o da çevredeki diğer arkadaşlarına bilgi verirdir ve anında o kişi gergin kalabalık arasından çıkarılırdı, kimsenin burnu kanamaz, kimsenin kalbi kırılmaz ve kimse “beni dışladılar” diyerek kimseye küsmezdi, konuşmalar yapılırdı ve sessizce dağılınırdı..

Tabi bu arada eylemcilerin arasında bazı kötü niyetli kişilerin olması da muhtemeldir.

Örneğin Pazar günü, Kâhta yolunda gerçekleşen yol kesme eyleminde yaşanan olumsuzluk çok ama çok üzücüydü.

Nitekim birkaç gün önce Adıyaman’da yaşanan eylemde de kalabalık guruptan seçilen temsilciler Valimiz Sayın Mahmut Çuhadar ve diğer yetkililerle konuştuktan sonra sessizce dağıldılar, bu gibi masum eylemler hep böyle karşılanır ve sükunet devam ettirilir, yeter ki siyasi ve politik rant peşinde olan birileri kişileri rencide edici açıklamalar yapmasın.

Mehmet Emin Danış

YORUM EKLE