PARKLARIN KORUNMASI AMAÇLI BİR ÖNERİ

Tüm Türkiye'de olduğu gibi son yıllarda gençleri saran bir kötü alışkanlıkla park, bahçe ve duvarlar hatta hayatımız için büyük önem taşıması vesilesiyle korumamız gereken ağaçların gövdeleri bile çeşitli tuhaf, anlamsız, anlamı olsa da Türk örf ve geleneklerinden uzak simge ve sloganlarla karalanıyor.

PARKLARIN KORUNMASI AMAÇLI BİR ÖNERİ

Sadece şehir merkezlerinde değil, ormanlarda, sahillerde, doğa manzarası arz eden kayalıklarda, tarihi kalıntılarda yani kısacası neredeyse her köşede görüntü kirliliği yapan yazı ve sloganların kılıfı da "grafiti" (duvar yazısı) modasıymış...

Sözlüğe bakıldığında karşılaşılacak tanımda bile bu modanın ne kadar kötü bir şey olduğu anlaşılacaktır. 

"Çoğunlukla kamusal bir alanda yer alan bir duvar ya da yüzeye çizilmiş, kazınmış veya püskürtülmüş yazı ve çizimler" cümlesiyle tanıtılan bu kötü faaliyetin yanı sıra bir de çevreye zarar verme alışkanlığı türedi...

Mesela belediyeler, özel idareler veya eğer özel kurumlara aitse sahipleri tarafından park ve bahçelere konulan vatandaşların kondisyon çalışmasında faydalanacağı spor aletleri ve salıncak, kaykay gibi çocuk oyuncakları neredeyse takılır takılmaz kırılıyor, grafiti hastaları tarafından boyanıyor...

Bayram öncesi şehirdeki eksiklikleri veya eğer varsa güzellikleri haber yapmak üzere şehrin neredeyse tüm cadde ve sokaklarını turladım. Maalesef park ve bahçelerin çoğunda çimen ya yok veya kurumuş, çalı-çırpıyla sarılmış, ağaç ve gülleri zarar görmüş, oturakları ya yok edilmiş veya kırılmış, oyun grupları kırık, bazısında salıncak hiç yok ve çok kirli... (Mimar Sinan Parkı gibi merkezi yerde bile salıncakları kırmışlar...)

Elbette, her köşeye bir bekçi dikilemez... ama bu tür kamusal alanları da bir şekilde korumak gerek...

Ülke genelinde tüm köy, mahalle, hatta bazı mezralarda bile çeşitli amaçla faaliyet yapan dernek, vakıf, oda, kooperatif ve sendika gibi STK'lar var... Bunların bir çoğu kamu yararına faaliyet gösteren gönüllülerden oluşuyor.

Diyorum ki, çevremizi korumak amacıyla devlet tarafından oluşturulacak bir kurul gözetiminde bu park ve bahçelerimizi STK'lara teslim edemez miyiz? Alanın büyüklüğüne göre bir veya birden fazla STK'ya idari bina gibi kendilerinin kullanacağı eklentileri kendileri yapmak ön şartıyla veremez miyiz?

Tabi çıkan tüm kanun ve genelgeleri veya verilen tüm fırsatları talan anlayışıyla rant aracı yapacak olan kötü niyetli mahlukatlara karşı şartnamede maddeler konularak bu park ve bahçelerin sorumluluğunu üstlenecek olan STK'lar parkın büfe, kafeterya veya benzeri ticari hayatına karışmayacak, "burayı ben koruyorum her yerini dilediğim gibi kiraya verebilirim veya kendim ticarethane gibi kullanabilirim" zihniyetindekilerin önünü kesen bir şartnameyle hem çevre kirliliği önlenecek hem de milyonlarca liralık güzelim park ve bahçelerimiz korunacak.

Buraları "5-10 yıllığına alacak olan STK'lar örneğin 60 metrekarelik bir idari bina yapabilsin, böylece kira vermekten kurtulsun; buna karşılık parkların korunması, çiçek ve ağaçlarının sulanması/bakımı gibi sorumlulukları üstlensin..." gibi bir şartla kendilerine park/bahçe teslim edilmesi fikrini ilettiğim STK temsilcileri "seve seve koruruz, bu sayede biz de kiradan kurtuluruz, her yıl bir başka adrese taşınmaktan kurtuluruz" dediler.

Mehmet Emin DANIŞ

adiyamandogruhaber

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER