"O HEVASINDAN KONUŞMAZ" (Necm Suresi 3)

Sevgili kardeşlerim, bugün bizler Nebi adına uydurulan bir hadisi Kur'an'ın anlattığı Nebi (A.S.) söylememiştir dediğimizde hadis inkarcısı oluyoruz.

Necm suresi 3 ayetinde "O, nefis arzusu ile hevasından konuşmaz."

Ayetini delil getirilerek Nebi'nin hadisleri, sözleride (gayri metluv vahiy) "Kur'an harici vahiydir" diye aslında hadisi değil vahyi inkar ettigimiz icin kâfir ilan ediliyoruz.

Oysa bağlamından kopartılan bu ayet yanlış yorumlanmaktadır.

Bu ayeti anlamak için rabbimizin yüce kitabındaki Peygamberimiz (A.S.) ile ilgili Nebi ve Resul kavramını iyi bilmemiz gerekiyor. Eğer bu ayrımı Bilmez isek Nebi (A.S.) sabah kalktı; "Bugün hava ne güzel" dedi. Sözüde vahiy olması gerekiyor. Çünkü o hevasından konuşmaz, bir mantıksızlık çıkıyor.

Sevgili kardeşlerim; Rabbimiz kitabında öyle muhteşem bir anlatım yapmışki Nebi ve Resul kavramları o kadar güzel yerine oturmuş ki bu ayrımı yaptığınızda birçok sorunun halloldugunu rahatlıkla görebilirsiniz.

Nebîlik makam, Resullük görevdir. Nebilik unvandır; onlar 24 saat Nebidirler; ama 24 saat Resul değillerdir. Peygamberler normal yaşantısında Nebi, yetleri tebliğ ederken resuldürler. Resuller Allah ne indirmişse onu tebliğ eder, bir hata yapmazlar. Hevalarından konuşmaz vahye ekleme veya eksiltme yapamazlar.

Bakın Rabbimiz kitabında Peygamberi hata yaptığında, yanlış karar verdiği, tevbe etmesi istendiğinde Nebi kelimesini kullanıyor. Ayetlerini tebliğ etmesini istediğinde, ona mutlak itaat edilmesini de veya vahiy konuştuğunda Resul kelimesini kullanıyor.

Enfal Suresinin 5. ve 6. ayetlerinde savaş etmek üzere yola çıkan Nebi'yle müminlerin tartıştıklarını görüyoruz. Tevbe 20, Tevbe 100, Enfal 74 ve Fetih 29'da cennetle müjdelenen bu ashablar, önceki verilen örnek ayetlerde olduğu gibi ne kınanmışlar, ne dışlanmışlar ne de herhangi başka bir yaptırıma uğratılmışlardır. Resule itaat ve Nebiye itaat aynı olsa ve Nebinin her söyledigi vahiy olsa Nebi hevadindan konuşmassa ashabın Muhammed (A.S.)'la tartışmaya girmesi mümkün olabilir miydi?

"Allah seni affetti de, doğru söyleyenler sence belli olmadan ve kimlerin yalancı olduğunu bilmeden niçin onlara izin verdin? (Tevbe, 9-43)  

Bakın Tebük seferinde nebinin verdiği bir karar var ve Rabbimiz bunun yanlış olduğunu söyleyerek nebiyi uyarıyor. Eğer Nebi hevasından konuşmuyorsa, söyledikleri vahiyse neden Rabbimiz uyarıyor?

“Ey Nebi! Allah’ın özel olarak sana helâl kıldığını, neden kendine haram kılıyorsun? Eşlerinin gönlünü etmeye çalışıyorsun. Neyse ki Allah bağışlar, ikramı boldur.“ (Tahrim 66-1)

Bakın Nebinin her sözu vahiy olmuş olsa Nebi hevasından konuşmamış olsa Rabbimiz neden uyariyor nebiyi? Ayrıca bu ayette Nebinin helal ve haram koyma yetkisi olmadığını görüyoruz. 

"Bir zaman, Allah’ın kendisine lütufta bulunduğu, senin de lütufkâr davrandığın kişiye, 'Eşinle evlilik bağını koru, Allah’tan kork' demiştin." (Ahzap Suresi-37)

Bakın burdada aynı eğer Nebinin her dediği vahiyse bu ayette Zeyd Nebiyi dinlemiyor. Nebi Zeyd'e "eşini boşama" diyor Zeyd ise boşuyor. Bundan dolayı ne kınanıyor ne de kâfir ilan ediliyor. Eğer Nebinin her sözü vahiy olsa hevasından konuşmasa vahiyle konuşsa Zeyd'in kınanıp kâfir olması gerekmez miydi?

"Kocası hakkında seninle tartışan ve Allah’a yakınan kadının sözünü Allah işitmiştir. Allah sizin karşılıklı konuşmanızı işitiyordu. Çünkü Allah her şeyi işitmekte ve görmektedir." (Mücadile-1)

Bakın bu ayette de kadın zıhar olayından dolayı eşini Nebiye şikâyete geliyor, konuyla ilgili vahiy olmadığı için Nebi Ona "eşin seni boşadıysa boşsun" diyor kadına Kadın Nebiyle tartışıp birde Nebiyi Allah'a şikâyet ediyor. Ve kadının hakkını koruyan ayet iniyor.

Kadın ne kınanıyor ne de kâfir ilan ediliyor. 

Resul veya mürsel "elçi" anlamındadır. Elçi, kendinden bir şey katmadan birinin sözünü diğerine ulaştırmakla görevli kişidir. Allah Teâlâ şöyle buyurur:

"Elçilere (Resullere); her şeyi ortaya koyan tebliğden başka ne düşer?” (Nahl 16-35)

“Ey Elçi! (Resul) Rabbinden sanane indirilmişse onu tebliğ et. Tebliğ etmezsen görevini yapmamış olursun.” (Maide 5-67)

"Kim Allah’a ve Resulüne itaat ederse ve Allah’tan korkup sakınırsa işte kurtuluşa ve mutluluğa erenler bunlardır." (Nur Suresi-52)

"13- Kim Allah’a ve Resulüne itaat ederse, onu altından ırmaklar akan ebedi kalacakları cennetlere sokar. İşte büyük kurtuluş ve mutluluk budur.

14- Kim Allah’a ve elçisine isyan eder ve O’nun sınırlarını aşarsa, onu da içinde ebedi kalacağı ateşe sokar. Onun için alçaltıcı bir azap vardır." (Nisa Suresi 13-14)

Bakın bu ayetlere göre Nebinin her dediği "vahiy" olsa, hevasından konuşmasa; Zeyd ve kocasını şikâyet eden kadın ve Sahabenin çoğu kâfir olması gerekiyor. Çünkü Nebiye karşı geliyorlar.

Bakınız ayetler o kadar açık ki, Peygamberimiz 24 saat yemek yerken, uyurken, gezerken, bir baba, bir eş iken Nebi makamında. Hatada yapıyor. Rabbimiz tarafından uyarılıyor.

Hatta sahabeler Nebimiz bir konuda görüş beyan ederken soruyorlar:

"- Ey Allah'ın Nebisi bu dediklerin vahiymi yoksa senin görüşün mü?"

Nebi "vahiy" derse kayıtsız şartsız iman ediyorlar. Nebinin beyanı ise yeri geldiğinde eleştiriyorlar.

Ancak vahiy tebliğ ettiğinde Nebi, Resul oluyor ve her dediğine mutlak itaat ediliyor.

Necm Suresinin 1'inciden 4'üncü ayetlerine bakalım.

Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla

1- 2. Battığı zaman yıldıza andolsun ki, arkadaşınız (Muhammed haktan) sapmadı ve azmadı.

3- O, nefis arzusu ile konuşmaz.

4- (Size okuduğu) Kur'an ancak kendisine bildirilen bir vahiydir.

Bakınız Necm Suresindeki 3. ayet 1-2-3-4'üncü ile birlikte okunduğunda Resul Kur'an'ı tebliğ ettiği, vahiy beyan ettiği zaman müşrikler Resule "Sen yalan söylüyorsun, bu dediklerin senin uydurmaların, Allah sana birşey indirmedi" dediler. Rabbimizde burda onlara "Resul hevasından konuşmuyor size tebliğ ettiği ayetler Kur'an ayetleridir" diyor.

Sonuç: Sevgili kardeşlerim Malesef bu ayetler bağlamından koparilarak cımbızlanarak "Nebinin hadisleri de vahiydir" denilmektedir.

Rabbimiz de vahyin kendi sözleri olduğunu, Resulün gelen vahiyleri kendi hevasından söylemediği, uydurmadığı, eksiltme, ekleme yapmadığını...

Yani Nebiyi yalancılıkla suçlayanlara bir nevi cevaptır.

Kur'an'da Nebi ve Resul kavramını iyi bilirsek "hadisler de gayri metluv vahiydir" demez Allah ve Resulüne iftira atmayız. Çünkü vahiy Rabbimizin koruma garantisindedir. Haşa, hadisler de vahiyse neden korunmadı, tam sayısını bile bilen yok.

Eğer hadisler de vahiyse çok daha vahim. Hadis yazılmasını yasaklayan Nebi (AS)! (Yani "hadisler gayri metluv vahiy' derseniz Nebi'yi bile vahiy inkarcisi yaparsınız!) 4 Halife en büyük hadis alimleri, Buhari, Müslim  vahiy inkarcısı olmuyor mu? 600.000 hadisten 5-6 bin almış %99 ret etmiş. 

Müslim ve Buhari'nin ittifak ettiği birbirinin kitabına almadığı 2000'e yakın hadis var.

Lütfen kardeşlerim anlayarak Kur'an okuyalım. Nebiyi sevmek bize bıraktığı Kur'an'a sarılmakla mümkün.

YORUM EKLE