NE ETTİYSEK KENDİMİZE ETTİK...

Yumurtayı bile süper marketlerden alan, üretmeyen ve üretse de alın terinin karşılığını alamayan tarım ve hayvancılık sektörünün her gün artan ülke nüfusunun ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kalacağı ve tarımın-hayvancılık sektörünün alarm çaldığı bilinen gerçekti. 


Bugünleri 90'lı yıllardan beri görüyor ve her fırsatta yazıyordum (ki ben bilim adamı değilim), sadece bir araştırmacı-gazeteciyim daha da açıkçası gelecek nesiller için endişe duyan bir aile reisiyim...


"Etmeyin-eylemeyin" özetindeki yazı ve yorumlarımızı iktidara yönelik eleştiri olarak algılayanlar benim 17 yıl boyunca (yani bu uyarıları yazdığım yıllarda) iktidar partisinin bir üyesi olduğumu bile dikkate almadan, yani derdimin politik bir eleştiri veya siyasi rekabet olmadığını bir türlü anlamadı, (benim gibilerin) görüş ve önerilerimizi dikkate almadı!

Son günlerde artarak yürekleri kanatan, acı veren, boyun büken ekmek, et, un, yağ ve diğer zaruri ihtiyaç ürünlerinin kuyruklarının vebali 1930’lu yıllardan sonra tarım-hayvancılık sektörünün envanterini ve sıkı takibini yapmayan iktidarların atadığı yöneticilerin boynundadır…

“Her şeyi Reis bilir” anlayışıyla kendi insani görevlerini onun sırtına yükleyen ve bu hatada ısrar eden vebal sahipleri “affınızı istemeyin” sizi Reis af etse bile bu nesil afetmeyecek! Onun da bir beşer olduğunu, nefsinin olduğunu, yanılacağını unutanlar artık kendinize gelin.

Memleketin her karışını adeta talan eden aç gözlüler unuttu ki bu gemide kendileri de var. Haydi, altın, dolar ve eurolarınız, kat-kat üstüne yığdığınız beton kütleleriniz size ekmek, un, yağ versin…

“Nasılsa fırsat” verildi anlayışıyla gelecek on yıllarımızı “ipotek” altına alanlar, koskoca bir ülkeyi kendinizin bile yaşayamacağı bir hale getirmekten vaz geçin. Varsın size yasal imkan verilmiş olsun, hakkınız olmayandan fazlasını aldığınız sözleşmeleri kendiniz feshedin… 

Bu gidişat sizi de bizi de yokluğa mahkum edecek. Unutmayın ki, bugünler nasıl geldiyse gelecek on yıllar da gelecek ve biz bu kara günleri bile aramak durumunda kalabiliriz. Tedbir almanın zamanı yoktur, bari bugünden toparlanalım. Başımızı kuma gömmek yerine çıkarıp kendimizden başlayarak çevremize bakalım, hatalardan dönelim.

Mehmet Emin Danış

YORUM EKLE