MİLLETVEKİLİ ADAY ADAYLARINA BİRKAÇ TÜYO...

Siz siyasetle ilgilenmezseniz, onlar sizin ilginiz ve bilginiz dışında sizinle ilgilenmeye devam edeceklerdir.


Eğer toplumda dürüst namuslu insanlar namussuzlardan daha akıllı, dürüst ve cesur değilseler vay onların haline…


Seçim zamanı yaklaştı. Milletvekili olmak isteyenler ne yapmalı, nasıl bir strateji yürütmeli?


Daha önceki seçimlerde Genel Merkez (Genel Başkan) kendi istediği adayı listeye yazıyordu. Nasıl olsa millet Partiye (Parti Başkanına) oy veriyordu. Kimi isterlerse listeye onları yazdılar.
Kanaatimce bu sefer böyle olmayacak.


Bu seçimde her parti Genel Merkezi (Genel Başkanı) milletvekili adayı listesini belirlerken "bir oy bile daha fazla alacak" olan adayı listeye yazmak zorunda kalacak.


Milletvekili olmak isteyenler, doğru strateji ile başarılı bir kampanya yürüterek, "kendilerinin daha fazla oy alacakları" algısını oluşturmalıdır.


“Kampanyayı doğru kurgulamak demek hedef kitlenizi doğru seçmek, konumunuzu ve söyleminizi doğru kurgulamak, iletişim mecralarınızı doğru seçmek ve bütçenizi de daha dengeli harcayabilmek demek. Başarılı bir kampanyanın sırrı budur!”


Baştan söyleyeyim, Milletvekili olmak isteyenler şunu baştan bilsin ki; Siyasette ihanet ve tuzak çoktur. Yani bir sırrınız varsa o ortaya dökülecektir. Sırrınızı bilen en güvendiğiniz kişi bile olsa hatta daha ilerisini söyleyeyim bu kişi eşiniz bile olsa sırrınız ortaya dökülecektir. Yola çıkarken bütün sırlarınızın bilinecek olmasını hesaplayarak, hatta iftiraların olacağını bilerek, bunlara karşı söylem ve pozisyon geliştirerek yola çıkmalısınız. Çünkü, düştüğünüzde uzanacak bir yardım eli bulmanız neredeyse imkansızdır. Çünkü, “vefa”, siyaset için sadece İstanbul’da bir semtin adıdır.


Şu kadarını peşinen söyleyelim ki, üst kademedeki bazı dost bildikleriniz, sizin talebinizi öğrenince "kem küm" edecek, yarım ağız destek sözü verecek; ama büyük ihtimalle adaylar belli oluncaya kadar telefonunuza bile çıkmayacaktır. Belki, ortak tanıdıklarınız vasıtasıyla “Otursun oturduğu yerde, milletvekilliği ona mı kalmış?” diye haber gönderecektir. Eğer hayal kırıklığı yaşamak istemiyorsanız, buna kendinizi hazırlayın.


Şunu da söyleyeyim, gözünüz korkmasın. Herkesin ufak tefek sırları vardır. Sadece bunların kılıflarını hazırlarsanız sıkıntı olmaz. Çünkü seçilecek yerden listeye girerseniz, herkes 180 derece döner, sevenleriniz tahmin edemeyeceğiniz kadar çoğalır. Herkes en isabetli adayın siz oldunuz hususunda birleşir. Hatta Bakan olmanız gerektiği hususunda sizi bile ikna ederler. Bundan sonrası yürüyün, kim tutar sizi.


Bu yazıyı yazmaktaki amacım; siyaset yapmak isteyen dürüst insanlara, özellikle parti içi siyasi mücadelelerinde ayakta kalabilmeleri, hedeflerine ulaşabilmeleri için gereken birkaç küçük tüyo vermek.


Siyasi mücadelede değişik rakipleriniz bulunacaktır. Bunların bir kısmı halihazırda rakibiniz iken, bir kısmı da gelecekte rakibiniz olabilecek potansiyele sahip kişilerdir. 


Rakiplerinize karşı uygulayacağınız tek bir politika yoktur. Sizin ve rakibinizin konumları, kişisel durumlarınız ve mücadele arenanız izlenecek politikaların da farklı olmasına yol açacaktır.


Öncelikle aday olup olamayacağınıza objektif biçimde yaklaşmanız, şartları iyi analiz etmeniz gerekmektedir.


Analiz için ön yoklama da diyebileceğimiz bir araştırma yaptırmalısınız veya yapmalısınız. 


Yaşanan veya yaşanabilir olumsuzluklar, teşkilatın beklentileri, partiyi daha ileriye taşımak için yapılması gerekenler gibi, isminizin bilinirliği hususu ile ilgili araştırma yapmak ve mevcut durumu görmek önemlidir. Buna göre varsa eksik yönlerinizi güçlendirmeli, güçlü yönlerinizi de pekiştirmelisiniz.


Aday olma kararını, adaylık müracaatı başlamadan bir hayli zaman önce vermiş olmanızı dileriz; bu size avantaj sağlar.

Aday adaylığı için müracaat ederken ilk veya son müracaat eden olmayı tercih ediniz. Çünkü, ilk müracaatlar dikkat çeker ve böylece aday adaylığınız daha geniş kitlelerce bilinebilir ve bu arada siz de kampanyanızı artık rahatça yürütebilirsiniz. 


İlk müracaatı yapmayacaksanız, son müracaat yapan olmaya çalışın. Müracaatların son gününde herkes dikkat kesilmiş, “bakalım kimler son anda müracaat edecek?” diye merak etmektedir. Dolayısıyla, sizin müracaatınız birçoklarının dikkatini çekecektir.


Müracaat ederken yanınızda mutlaka teşkilat ve siyasi çevreler tarafından tanınmış kişilerin olmasını sağlayın. Sizin iddialı olduğunuzun bir işareti olarak değerlendirilecektir.


Müracaat etmeden önce, mutlaka desteğini isteyeceğiniz etkili kişilerle ön görüşme yapın. Çünkü, aday adayı olduğunuzu sonradan öğrenirlerse, bunu kendilerini dikkate almamak, kendilerine karşı saygısızlık olarak değerlendirebilirler.


Gelelim siyasi mücadeleye.


Rakibinizi yanınıza çekmeye çalışmalısınız. Siyasi mücadelede çatışma son alternatif olarak görülmelidir. Bu sebeple, muhtemel rakiplerinizi tarafınıza çekmeniz, işbirliğiniz mümkünse işbirliği yapmanız doğru bir politika olacaktır.


Rakipler Hakkında Bilgi Edinmelisiniz.


Rakibinizle mücadele ederken, onu kontrol altına almak için hakkında bilgi sahibi olmanız gereklidir. İlgi alanları, dostları, çevresi, işi, ailevi durumu, mali durumu, siyasi görüşleri, geçmişi, zaafları, sırları, güçlü olduğu alanlar ve benzeri konularda bilgi sahibi olmanız elinizi güçlendirir. Hangi bilginin ne zaman işe yarayacağı belli olmaz.


Rakibinizin çalışmaları, planları, ilişkileri ve benzeri konularda zamanında ve doğru bilgiye ulaşabilmenizin önemi büyüktür. Bu sebeple rakibinizin yakın çevresine bilgi akışı sağlayacak kişi veya kişileri konumlandırmalısınız.


Bu kişi rakibinizin siyasi ekibinden ya da akrabaları gibi yakın çevresinden olabilir. Ya da, çok güvendiğiniz bir arkadaşınız taktik gereği onların safına geçebilir.
Bu arada hatırlatalım ki; muhtemelen karşı taraf da sizin safınıza birilerini sızdırmış olabilir.


Rakibinizle orta ve uzun vadede savaş kaçınılmaz olabilir. Bu durumda, savaş ilan etmekten geri durmanız mümkün değildir. Burada önemli olan sizin için en uygun zamanda bu savaş ilanının gerçekleşmesidir. 


Önemli bir not olarak şunu söyleyeyim, savaş sadece bir rakibe karşı olmalıdır. En güçlü rakip kim ise onu hedef almalısınız. Birden fazla hedef size fayda yerine zarar verir.


Savaş ilanı çok tehlikeli bir hamledir. Siz başlatacaksanız haklı gerekçelerinizin olması gerekir. Haklı gerekçeniz yoksa ve savaş başlatmanız gerekiyorsa, rakibinizi kışkırtarak onun savaş başlatmasını deneyebilirsiniz. Mağdur olmak her zaman prim yapar.


İyi bir siyasetçi, zaman ve şartlar gerektirdiğinde geri çekilmeyi bilen kişidir.


Siyaset, sonuç alma sanatıdır.


Aleyhinize sonuçlanacak bir savaşa girmek zorunda değilsiniz. Eğer savaş aleyhinize gelişiyorsa, geri çekilin ve gelişmeleri izleyin. Bu arada eksiklerinizi tamamlayın.


Bir Başka Husus Kulis Yapmaktır.


Kulis, politikanın adeta ayrılmaz bir parçasıdır.


Başarılı bir kulisin ilk şartı, doğru kişilerle, doğru zamanda ve doğru yerde yapılmasıdır. Şunu unutmayın ki, hiçbir kulis gizli değildir.


Eğer, kulis çalışması size karşı yapılıyorsa, bu durumda üç ayrı yöntem söz konusudur. Ya siz de karşı kulis organize edersiniz ya da size karşı yapılan kulisi maniple edersiniz. Üçüncü yol ise mevcut kulisi gün ışığına çıkarıp deşifre etmenizdir.


Siyasi mücadelede alt kademelerle ilişki önemlidir.


Alt kademeler aslında partinin en fedakâr ve vefakâr kişileridir. Siyaseten kişisel çıkarları ya hiç yoktur ya da çok azdır. Buna karşılık partinin her türlü yükü onların üzerindedir. Bu insanlar yöneticilerinden çok şey beklemezler. İstedikleri sadece saygıdır ve kendilerinin temsilinde hassas davranılmasıdır. Cenazelerinde, düğünlerinde, hatırlanmak, hâl hatırlarının sorulmasıdır. Bunu yapanları başlarında taşırlar.


Parti alt kademelerinin size desteği sonucu doğrudan etkileme gücünde değilse de dolaylı olarak etkiler. Eğer üst kademelerden işi bitirmişseniz, alt kademelerin desteği üst kademe desteğinin meşrulaştırılması işlevi görür.


Bu Yolda Dalkavukluk Hususu da Önemlidir.


Dalkavukluk çok itici bir ifadedir. Ancak, herkes kendisine dalkavukluk yapılmasından hoşlanır. 


İnsan olarak birileri tarafından övülmeniz hoşunuza gider. Dolayısıyla karar vericiler de birer insan olarak dalkavukluktan hoşlanır. Siz de onların sizi desteklemesini istediğinize göre yapılması gereken ortadadır.


Siyasi mücadele eden kişilerin en büyük sıkıntılarından birisi de samimiyetsiz destekçilerdir.


Aday olmak isteyen kişilerin bu kararı çevre tarafından algılandığında etrafını saran insanların bir kısmı aslında desteklerinde samimi değildir. Sizi yarı yolda satarlar.


Eğer siz etrafınızdakileri doğru analiz edemezseniz, bu kalabalığa bakarak yola çıkarsanız hezimete uğrarsınız.


Güvendiğiniz ve çekirdek kadronuzda yer almayan bazı arkadaşlarınız vasıtasıyla size destek verenleri yoklayın. 


Hesabınızı yaparken samimi olmayanların desteğini hesaba katmadan karar verin.


Eğer aday olmak, kazanmak için yola çıktıysanız mutlaka bir ekip oluşturmanız gerekmektedir.


Güçlü bir ekip, azınlık olsa bile ciddi etki gücüne sahip olur.


Bir ekip oluşturmak kolay değildir. İnsanları yönetmeyi, onlara ufuk sunmayı, motive etmeyi ve anlaşmazlıklar durumunda en az hasarla geçiştirmeyi bilmek zorundasınız.


Ekip yönetirken ve özellikle de çekirdek ekibinizi yönetirken mutlaka onları büyütme, olduğu konumun üzerine taşıma gibi bir gayretiniz olmalıdır. Ekip üyelerinin yükselmesi için gayret gösterirseniz, onların size olan saygı ve bağlılığı da artacaktır.


Son olarak; dikkat etmeniz gereken önemli bir husus da Genel Merkez önünde sabahlamak. Kesinlikle böyle bir şey yapmayın. 


Genel Merkezdekiler sabah gelip Genel Merkez önünde bulunanlardan inşaat amelesi seçer gibi aday mı seçecekler de orda sabahlayasınız. Ancak, bu demek değildir ki, Genel Merkezi boş bırakın ve siz evinizde oturup bekleyin! Elbette Genel Merkezi ablukaya almalısınız ve ablukaya alacak olanlar da hatırı sayılır siyasiler, mesleki örgüt ve sivil toplum kuruluşları, önde gelen iş adamları gibi etkin kişiler olmalıdır. Bunlar, Genel Merkez önünde kamp kurmak yerine, Genel Merkezdeki kişilerle birebir temasa geçmeye çalışmalıdır. Bu arada Genel Merkez önünde kimlerin gelip gittiğini size haber verecek bir adamınızı bulundurmanız önemlidir.


Sonsöz.


Aday adaylığında mülakat önemlidir. Mülakatta size sorulacak “en kıl” soru; “bizim yerimizde siz olsaydınız, sizi niçin aday olarak seçerdiniz?" sorusudur. 


Burada ne kendini beğenmiş tavrı sergilemeniz ne de aşırı tevazu içine girmeniz gerekir. Bence, hiç aşağıdan almayın. 


Özelliklerinizi, partiye kazandıracağınız artıları anlatın, olsun bitsin.


Aday adayı olacaklara şimdiden hayırlı olsun.
 
Not: Bu yazıyı yazarken, siyaset iletişiminde üstad olarak gördüğüm nadir kişilerden biri olan İstanbul Milletvekili Hulusi Şentürk’ün yazılarından faydalandım. Kendisine teşekkür ederim.

Osman DANIŞ

YORUM EKLE