MİLLET VE TOPLUM İNSANLIK DEĞERLERİNDEN BAĞIMSIZ DEĞİLDİR

Ne insanlığımızdan ne de milletimizin huzur ve refahından vazgeçmeniz mümkün değildir. Maalesef “Suriyelileri gönderelim göçmenleri gönderelim” sloganları sadece kaba ırkçılık ve toplumsal hoşnutsuzluktan menfaat devşirme amacıyla ortaya konmaktadır. Çünkü kendi milletimin menfaatini, kendi toplumumun menfaatini koruma hamlesi insanlık değerlerinden bağımsız olamaz.. İnsanlık değerlerinin olmadığı yerde milli değerlerden söz etmek tam anlamıyla bir sahtekarlıktır..

Milletin değerli olması insanın değerli olması ile alakalıdır. İnsani değerlere sahip olmayan hiçbir toplum, millet vasfına da sahip olamaz. O halde tek başına “milletimi koruyorum” söylemi insanlık değerlerinin çiğnenmesi ile çelişki arz eder.

İnsandan bağımsız bir millet olamayacağı gibi, değerlerden bağımsız bir birlik ve bütünlükten söz edemezsiniz.

Değeri olmayan toplumlar ya da insanı değerlerden vazgeçen toplumlar kendi birlik ve bütünlüklerini bile koruyacak zemini bulamazlar. Irkçılık bu yüzden kendi içinde kendini imha eden bir işlev görür.

Bölünmenin, parçalanmanın sonu ve sınırı yoktur. Her ayrımcılık’in bir öteki ayrımcılığı tetikleme gibi bir işlevi vardır. Bütün insan ilişkilerini ayakta tutan insani ortak değerlerdir…

Bu değerlerden bağımsız olarak milletten, devletten ulus’tan söz edenler aslında hiçbir şeyden söz etmiş olmazlar.

O halde hem göçmenlere sahip çıkmak, hem kendi toplumsal yapımızın göçten zarar görmemesini sağlamak zorundayız..

Meseleye ütopik ve romantik yaklaşmak da, ayrımcılık ekseninde yaklaşmak da son derece zararlıdır.

“Bunlar bizim kardeşimiz” gibi ütopik bir yaklaşım da, “bunların ne işi var burada, biz daha kendi karnımızı doyuramıyoruz” gibi bir ayrımcı yaklaşım da yanlıştır.

Bunlar bizim kardeşimiz ama bizim kurulu bir yapımız var. Bizim kendi evimizde kurduğumuz bir sistem var. Dışarıdan biri geldiği zaman bu sistemimiz mutlaka olumsuz etkilenecektir. Bu yüzden göçün getirdiği ekonomik, sosyal ve siyasal problemler “bunlar bizim kardeşimiz” söylemleri ile çözülmez.

İkinci söylem tamamen ötekileştirici bir söylemdir ki bu zaten kendi toplumu içinde bile birlik ve bütünlüğü darmadağın edebilecek çok tehlikeli bir söylemdir.

“Suriyeliler, Afganlılar gitsin” söylemi eğer insanlık değerlerinden bağımsız olarak ele alınıyorsa, yarın “Kürtler gitsin, Aleviler gitsin, bana benzemeyenler gitsin, Ak partililer gitsin, CHP’liler gitsin” gibi saçmalıklara evrilebilir. -ki evrilmiştir de zaman zaman-

O halde göç problemini çözmek için romantik yaklaşımlardan da faşist, ötekileştirici ve ben merkezci, insani ilkelerden bağımsız yaklaşımlardan da uzak durmamız lazım.

İnsanlar insanlıkta kardeşimizdir, Müslümanlar dinde kardeşimizdir yaşadığımız toplumdaki insanlar da bizim ailemizdir.

Hem ailemizi, hem din kardeşlerimizi, hem insanlıkta kardeşlerimizi korumak hepimizin boynunun borcudur..

Prof. Dr. Bülent Sönmez

YORUM EKLE