Yüce Allah "Emaneti (makamın görev ve sorumluluğunu) ehline verin" diye buyuruyor, ki bu da İNSANIN mensup olduğu (dinine, ırkına, milliyetine) dünya görüşüne göre değil, sahip olduğu (akıl/feraset, ehliyet, kariyer, yetenek ve cesaretine) iş, duruş ve eylemine göre taktir ve tespit edilmelidir...

Yani ADAMINA göre MAKAM değil, MAKAMINA göre ADAM seçilmelidir...

Çünkü sağlıklı kurumlarla sağlıklı sistemler ancak "İŞİ EHLİNE VERMEKLE" hayata geçirilebilir, "EHLİYETSİZ, YETERSİZ VE YETERSİZ İNSANLARLA" değil elbette..

Ancak biz buna rağmen "MAKAMA ADAM ARAMAK" yerine, genelikle "ADAMA MAKAM ARAMAYI" tercih ettiğimiz için asla "İFLÂH" olmuyoruz..

Çünkü...

Eğer "MAKAMA GÖRE ADAM" göreve gelirse O Adam sadece "KENDİNE" güvendiği için "İŞİNİ" de kendi iradesi ve liyakatıyla  "DOSDOĞRU" yapacaktır, ancak "ADAMA GÖRE MAKAM" seçtiğiniz zaman o Aaam kendisini makama getirene bağlı/bağımlı olacağı için "İŞİNİ" de bağımlı olduğu iradeye uygun ve ancak bildiği kadar yapacak.

Dolayısıyla da zaten MAKAMA uygun olmadığından kendi özgür iradeşini işe yansıtamayacak ve de başarısız olacaktır..

Zaten bugün ÜLKEMİZDE olan da bundan başka bir şey değildir..

Sevgilerimle..