Ses Sanatçısı Ali Milli'yle Röportaj

Adıyaman sanatına geçmişten bu yana katkı veren sanatçılarımızla röportajlar dizimizin ikincisinde Ses Sanatçımız Ali Milli’yi konuk ettik. Gazetemiz Sahibi Mehmet Emin Danış’ın sorularını cevaplayan Ali Milli, sanat hayatına başladığı 1975 yılından bu yana yaşadığı anıları özetlerken gelecekle ilgili beklentilerini de dile getirdi.

Ses Sanatçısı Ali Milli'yle Röportaj

DANIŞ- Bize kendinizi tanıtır mısınız?

MİLLİ- 1959 Adıyaman doğumluyum, evliyim, 2 çocuğum var. Yıllardır müzik ile uğraşıyorum. İlk sahneye çıkışım 1975 yılıydı. Yani 47yıldır sahneye çıkıyorum. O günden beri sizin gibi değerli basın mensubu arkadaşlarımız da bizlere çalışmalarında yer vererek halkımıza ulaşmamızın yolunu açıyorlar. Bu vesileyle siz değerli Basın mensubu arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum.

 DANIŞ- 1975’te veya o yıllarda yani ilk sahneye çıktığınız dönemlerden bize bir anınızı anlatır mısınız?

MİLLİ- 1975’te ortaokulu bitirmiştik, o arada sesimin güzel olduğunu herkes biliyordu. Yılsonu okul etkinlikleri olurdu, o yıl bana rol vermediler; bana sen “çık o gece türkü söyle” dediler. Sazlar eşliğinde sahneye çıktım. O zamanlar “Şu Sazıma Bir Düzen Ver” isimli türkü çok meşhurdu, onu okumuştum. İkinci eser de Nuri Sesigüzel’in eseri olan “Gözümün Yaşıyla Bir Mektup Yazdım” isimli dönemin meşhur türküsüydü.

DANIŞ- O yıllarda hangi etkinlikler olurdu?

MİLLİ- Mesela Halk Eğitimi Merkezinde çay partileri, yıl sonu geceleri olurdu; katılırdım. Tabi gençtik..

DANIŞ- O yıllardan hatırladığınız hangi sanatçılarımız vardı?

MİLLİ- Hüseyin Delibalta vardı, beraber sahne alırdık. Halit Yücel, Kâhtalı Mıçe abimiz vardı. Sonra 80’lerin ortasında Allah rahmet etsin Hasan Duymaz vardı, yine merhum Halil Durur abimiz vardı. Şevket Çalışkan vardı. Yine rahmetli olan sanatçılarımızdan Mahmut Özçiftçi vardı. İlk etapta aklıma gelenler bunlar, çok arkadaşımız vardı ve samimi-sıcak dostluklar vardı.

DANIŞ- Kaset çalışmalarınız nasıl başladı?

MİLLİ- Allah rahmet eylesin Hasan Duymaz, bütün sanatçılarımızda da emeği geçen bir dostumuzdu. Her yılbaşı Adıyaman yöresel karışık kasetleri yapardı, her sanatçı ikişer tane eser okurduk, yılbaşı hediyesi olarak. Dostlarımıza, sevenlerimize hediye ederdik, sonra da konserler hazırladık.

DANIŞ- Eskiden turne etkinlikleriniz de vardı, bu turneleri anlatır mısınız?

MİLLİ- O zamanlar bizim Halkoyunları ekibimizde vardı; Osman Karabulut’un o zamanlar dans grubu vardı. Onun 86-85’te dans grubumuz vardı, Halkoyunları ekibimiz vardı ve turne yapıyorduk. Çok da güzel para kazanıyorduk. Mesela Kâhtalı Mıçe ile çok turne yaptık; Adana, Mersin, Tarsus, Gaziantep, Malatya gibi illere giderdik. İşte o gün, bugündür Ali Milli devam ediyor.

DANIŞ- Profesyonel müzik hayatınız ne zaman başladı?

MİLLİ- Tam profesyonelliğe 90’lı yıllarda başladım. İlk resmi kasetim “Ölüm de var - Leydi Dilara” ismiyle çıktı, Stüdyo Bayram’da yapmıştım; Gaziantep firmasıydı, o kaseti 1991’de çıkardım. Ondan sonra en son da 2008’de İstanbul Müzik Çarşısındaki Kılıç Müzikten çıktı. Sonra “Karlı Dağlar” isimli bir eserimiz vardı, onu klip yaptık.

DANIŞ- Sizin de görev aldığınız bir Harfane Grubu vardı, ondan da bahseder misiniz?

MİLLİ- Evet, bir de Harfhane grubumuz vardı; Rahmetlik Onur Sarıgül vardı, Delal Metin, Ramazan Siner, Mehmet Aslan vardı… Tabi Aziz Çelik Hocamız başımızda duruyordu. Yine Kılıç Müzik bu konuda bize destek oldu, grubumuzun kaset ve kliplerini yaptı. O kasette ben “Karlı Dağlar Duman Duman” isimli türküyü söyledim, Nemrut Dağı’nda klip çektik. Aynı eseri ikinci kasetimde de çok değerli kardeşim Kadir Korkmaz’a ait Doremi Müzik firmasında yeniden yaptık.  Tabi öncekinden ayrı olarak bu eseri batı müziği tarzında orkestra eşliğinde okuduk.

DANIŞ- Geçmişten bugüne düşündüğünüzde umduğunuzu buldunuz mu? O günlerden bu güne neler söylemek istersiniz?

MİLLİ- Ben 1979’da askere gittim. Askere gitmeden 3-4 ay önce Hasan Duymaz bana bir mahalli kaset yaptı, “anı olur” dedi. Yani ilk kasetimi 79’da yaptım diyebiliriz. Eskiden sosyal imkânlarımız daha fazlaydı. Adıyaman’da 3-4 tane çay bahçelerimiz vardı. Şehir bugünkü gibi büyük değildi ama mesela Özlem Çay Bahçesi vardı, Karadağ’da ve Kâhta yolunda ayrı çay bahçeleri vardı, Altınpark vardı… Bazen geceleri 3-4 ayrı bahçede sahne alıyordum… Turneler yapıyorduk, para kazanıyorduk. Hasan İnandı’nın Arsemia Oteli vardı bir zamanlar, Nuri Büyükyolcu ekibiyle beraber biz yıllarca o otelde para kazandık.

DANIŞ- Şimdi?

MİLLİ- Şimdi yok, sık sık söylerim iyi ki emekli olmuşum. Emekli olmasaydım perişan olurdum.

DANIŞ- Hangi iş kolundan emekli oldunuz?

MİLLİ- Esnaflık yapıyordum, kaset üzerine dükkânım vardı. Bir de benim ara sıra sigortalı çalıştığım yerler oluyordu, Başkanımız Mehmet Erdem döneminde 1984’te belediyeye girdim. Bütün SSK ve Bağ-Kur hizmetlerimi birleştirdim ve 2004’te emekli oldum. Allah’a şükür.

DANIŞ- Eskilerden bahsettik de yeni dönemlerden bir anınız var mı, ahde vefa anlamında bahsedebileceğimiz kişiler var mı?

MİLLİ- Şimdi ben, kızımın yanına İstanbul’a gittiğim zaman orada görevli gittiğim zaman kıymetli arkadaşlarımız var; bize değer veriliyor. İnan ki geri gelmek istemiyorum. Adıyaman’a dönmek istemiyoruz, orada kendimizi buluyoruz, değer görüyoruz. Son yıllarda Adıyaman’da aradığımı bulamıyorum. Yılda bir defa giderim. Bu yıl iki tane televizyon programı yaptım, bir de haber programına konuk oldum. Bize değer veriliyor, kıymet veriyorlar… Mustafa Nebi Filik var, İstanbul’daki değerli hemşerimiz bana bu imkânları sağladı, destek oldu. Orada hem moral buluyoruz, hem para kazanıyoruz. Buraya geliyoruz, burada para kazanamıyoruz çünkü para kazancak yerimiz yok. Gazino yok, bar yok, tam anlamıyla etkinliğe müsait çay bahçesi yok… Bir tek düğün var, düğünde de sanatçı para kazanamaz, düğün salonu sahibi, işletmeci kazanır. Bu arada Adıyaman Belediye Başkanımız Süleyman Kılınç’a da bir kez daha teşekkür ediyorum. Bu yıl onların organizesinde Mahalle Konseri yapıldı. Kötü mü oldu? Sanatçılarımız para kazandı, bu vesileyle gündeme geldiler, herkese güzel bir gece fırsat verdiler; sahneye çıktık, okuduk-söyledik ve paramızı aldık. Ramazanlık yaklaşıyor, bu yıl etkinlik bekliyoruz. Biliyorsunuz bu sene yapılmadı. İlimizde çiğköfte festivali olsun. Eskiden 1 Aralık günleri Adıyaman’ın il oluşu nedeniyle etkinlikler yapardık, 1 Aralık geldi-geçti, kimsenin haberi yok. Eskiden Cumhuriyet Kapalı Spor Salonunda ne güzel geceler yapardık; bitti.

DANIŞ- Beste çalışmanız var mı?

MİLLİ- Benim kendime ait çok eserim yok ama birkaç tane var. Mesela kızım üzerine yapmıştım “Seyda” diye, birde “Karlı Dağlar” diye bir tane daha… Ben çok eser yapmadım, yapılmış değerli eserleri söyledim… Nota sağlam olmadığı zaman güfte yazsan da müziği yapamazsın, bende de nota olmadığı için yapamıyorum.

DANIŞ- Sizi en çok etkileyen sanatçı, ozan, şair veya yazar kimler var?

MİLLİ- İlk aklıma gelen çok değerli Ozanımız Hüseyin Hanol var, yıllarını verdi,  halen de yolda beraberiz. Börgenekli Yusuf var, çok iyi bir sanaçımızdır. Şair olarak rahmetli Abdurrahman Filik’in üstüne tanımıyorum. Ses olarak da Mustafa Yavuz’u çocukluktan beri dinler, sever, sayarım ve kendime örnek alırım. O aynı zamanda tıpkı Mahmut Özçiftçi gibi berberdir ve benim berber kalfamdır, çocukken yanında çalıştım.

DANIŞ- Size yetki verilse Adıyaman’da müzik ve sanatlar ilgili ne yaparsınız?

MİLLİ- Bana bir yetki verilse Demokrasi Parkını çok bir güzel yere çeviririm; orayı Aile Gazinosu yaparım… Yazın insanlar çoluk-çocuğuyla gelir tatlısınız yer, çayını içer ve sahnelenen güzel konserleri-etkinlikleri izler. Aileler güzel saatlerini, unutulmaz hatıralarını burada yaşar. Mimar Sinan Parkında aynı müsait alan var. Kısacası Adıyaman’a aile gazinosu kuralım. İşi bilene sorun derler; burada öyle yapılmıyor, anlamayana veriyorlar. Mesela düğün salonlarında müziğin m’sinden anlamayan adama “al burayı çalıştır” diyorlar. Çoluk çocuk ailece çıkıyoruz ama gidecek bir yerimiz yok.

DANIŞ- Okuyucular son mesajınız nedir?

MİLLİ-  Biz bu ara Adıyaman Tanıtım Derneği’mizde güzel bir çalışmamız var; “Adıyaman Sesini Arıyor” diye bir ses yarışması düzenledik. Bütün yetenekli gençlere fırsat açmışız, sesi güzel olanlar gelsin yarışmamıza katılsın. Son olarak bana yıllarca sevgisini esirgemeyen halkımıza teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (ADIYAMAN DOĞRU HABER)

Güncelleme Tarihi: 15 Aralık 2022, 21:24

adiyamandogruhaber

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER