* Kendilerine kitaptan bir pay verilenleri görmedin mi? Aralarında hakem olmak için Allah'ın kitabına çağırılıyorlar da, sonra onlardan bir kısmı dönüp yüz çeviriyor. Onların bu tutumları, “Bize ateş, sadece sayılı günlerde dokunacaktır” demelerinin bir sonucudur. Dinlerinde uydurdukları yalanlar onları yanıltmıştır. (Al-i İmran 23/24)
Kur'an'da olmayan, paralel (uydurulmuş) dinle İslam'a sokulan inançlardan birisi de "cehennemde sayılı gün kalınacağı, günahları kadar yanıp, sonunda çıkılıp cennete gidileceği inancıdır. Hâlbuki Kur'an'da asla böyle bir inanca kapı aralanmaz:
* Artık kimin tartısı ağır basarsa, işte onlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. (Mü'minun 102)
* Kimin tartısı hafif gelirse, işte onlar da kendi nefislerini hüsrana uğratanlar, cehennemde de ebedi olarak kalacak olanlardır. (Mü'minun 104)
Paralel din bu tartıyı da bakkal terazisi gibi basitçe sevapları/günahları tarttığını zanneder. Gerçekte hem itikadi, hem de ameli olarak kişinin mü'min ve ya kâfir/müşrik olup olmadığını, dünyada arkasına attığı veya öne aldığı amellerine bakarak en mükemmel şekilde tespit eder.
Halbuki yaygın paralel (uydurulmuş) din bunun aksini söyler, "cehennemde günahımız kadar yanıp çıkacağız, çünkü biz Müslümanız, Müslüman cehennemde ebedi kalmaz" (paralel din kişinin 40 sene salatsız, şirk ve haram içinde mü'min kaldığını kabul eder) bu inanç şirk koşmaya ve haram yemeye kapı açar, "hele dünyada günümüzü gün edelim, ahirete Allah kerim" derler.
Konuya başka bir açıdan yaklaşalım: Bu ayrı bir küfür (imansızlık) sorunu değil mi? Farz-ı muhal (olması imkânsız olanı var farz edelim) diyelim ki onların dediği gibi çıkış var, cehennemde söz gelimi "10 bin sene yandıktan sonra çıkıp Kevser nehirinde yıkanıp pırıl pırıl olduktan sonra cennete gidecekler" (Kur’an’da olmayan, uyduruk rivayetlerle gelen din bu ya...) 50-60 senelik bir dünya hayatı için, on binlerce sene dünyadaki en yüksek ateşten binlerce derece daha sıcak bir ateşte kavrulmayı göze almak da ayrı bir kâfirlik ve imansızlık sorunu değil mi? Aslında cehennemi bir nev'i inkâr değil mi, cehennemle alay etmek, aslında onu uzak görmek, "olsa bile nasılsa biraz yanıp çıkacağız" demek de bir çeşit küfür değil mi?
Mehmet Tırpan