KÂHTALI MIÇI VE SENFONİ...

Adıyaman Valiliği öncülüğünde, Kâhta Kaymakamlığı tarafından, gerçekleştirilen Kommagene Bienali bünyesinde, Cendere Köprüsü'nde sahnelenen Kâhtalı Mıçı ve Senfoni Orkestrası konseri yıllarca ve her fırsatta dile getirdiğimiz "Adıyaman Doğu ve Batının Merkezidir" söylemimizi bir kez daha ilan etmemize vesile oldu... Hatta sadece ilan edilmekten de öte, medar-ı iftiharımız Kâhtalı Mıçı'nın lekesiz ismiyle mühürlenerek tarihe yazıldı...


Helâl olsun Vali Mahmut Çuhadar'a ve Kâhta Kaymakamı Selami Korkutata'ya ve bu iki insanla beraber etkinliğe imza atan personele, destekleyen kurumlara, sponsor olan firmalara...


"Dünya yuvarlaktır" elbette ama onun bir kültürel merkezi vardır, işte o merkez de Kâhtadır, Adıyaman'dır...


Her ne kadar birileri tarafından inkâr yoluyla bozulmaya çalışılsa da burası sadece Doğu ve Batının değil Kuzeyle Güneyin de kültürel merkezidir...


Bu kadim şehir ilk insandan günümüze süzülerek gelen örnek insanlığın merkezidir... 


Kâhtalı Mıçı ise "tüm olumsuzluklara rağmen" özünü bozmamanın, doğru bildiğin yolda yanlız olsan da yürümenin, aç kalsan da kimseye el açmamanın ve en önemlisi de toplumun her kesimine dostça kucak açmanın, tevazunun abidesidir...


Kendi değerine hak ettiğini vermeyi beceremeyenlerin ve onurlu duruşu takdir etmeyenlerin de tükenmeye başladığı bu konserin ardından sosyal medyada gerçekleştirilen  düzeyli tartışmayla tescil edilmiş oldu... Kâhtalı Mıçı'ya ve söz konusu konsere yönelik takdir dolu paylaşımlar okumanın mutluluğunu yaşıyorum...


Yıllarca organize edilen bütün faaliyetlerden daha çok ses getiren bu  konserde alkışa değer bir davranış da İzmir Devlet Senfoni Orkestrası Şefi Hakan Şensoy'un Kâhta şalvarıyla sahneye çıkmasıydı... Bize bu güzelliği yaşatan Şef Hakan Şensoy'a da selâm olsun...


Gelelim bu güzelliği bize zehir eden İlçe Jandarma Komutanlığının görevlisine... Konser alanına geldiğimiz anda önümüzü kesen askerleri basın mensuplarına yönelik kışkırtan emirler yağdıran görevli kişiyi şaşkınlıkla izledim...


Böylesi kalabalık etkinliklerde psikolojik gerginliklerin provakasyona neden olabileceğini akıl etmeyen, neden sinirli olduğunu ve basına karşı tepkili oldugunu bir türlü anlayamadığım bu kişi nedeniyle neredeyse güzelim konseri izlemeyip (haber/yorum yapamadan) bu şahsın emriyle kovulacaktık.. Şükür orada aklıselim insanlar vardı...


Basın ve Protokole ayrılan kesimdeki onca alakasız insanı oraya dolduran kişi ne hikmetse kendisi gibi kamusal görev yapan basın mensuplarına tepkiliydi, askerlerine "itiraz edeni atın" diye emir yağdıran bu kişiyi bu güzel yazıda anmamın sebebi ise "yeminle söylüyorum" kızgınlık falan değil, yaklaşık iki ay sürecek Kommagene Bienali boyunca muhtemelen görev yapacağından dolayı uyarmaktır...


Binlerce kişinin olduğu etkinlikler provakasyona gebedir, bu tür olumsuzlukları ustaca manevralar yaparak önleyecek kişi ise ta kendisidir... Emrindeki askerlere emir verirken bile temsil ettiği "Devlet Baba" imgesini taşıması gereken bu kişi ne bana ne de başka bir insana "hayvan muamelesi" yapamayacağını bilmek zorundadır.


Mehmet Emin Danış

YORUM EKLE