Bugün içimden geçenleri anlatacak kelimeler bulmakta zorlanıyorum, beynimdeki görüntüler karakalem çizgilerle şekilleniyor...

Keşke karikatür çizebilseydim, mesela hem Ahmet Akil Yağınlı gibi yetenekli bir "Çizer" olup, hem de kendim gibi "Özgür Basın Mensubu" olabilseydim..

Size neler, neler anlatırdım; üç-beş çizgiyle...

Mesela, temsili bir Hz. Ömer çizerdim, mahkemede hak arardı; "Bunlar ve şunlardan davacıyım Hakim bey! Adımı kullanarak piyasada gezinip çıkar temin ediyorlar" diyerek mesaj verirdi..

Mesela üç-beş tane açgözlü insan müsvettesi çizerdim seksen milyon insanın tepesine oturmuş ve yediklerinin ağırlığıyla adım atamaz duruma gelmiş..

Mesela bir Türkiye haritası çizerdim üzerinde biri biriyle didişen insancıklar, çevresinde bu amansız çekişmeyi şaşkın izleyen diğer devletler...

Mesela bir otobüs sürücüsü çizerdim birden fazla yön gösteren yol tabelalarına kararsız bakan..

Ve kendimi çizerdim; yukarı tükürse bıyık, aşağı tükürse sakal..

Ne oldu size, nasıl bir perdeyle kapandı gözünüz, kulağınızda ses geçirmez cihaz mı var, kalbiniz pas mı tuttu?

Bir nesil size mecbur, size tabi, sizinle var.. ve bir nesil milli duygudan, temel inançtan ve töreden uzak..

Sizin bu delice çekişmeniz ne zaman bitecek, bu gidişatın size de zarar verdiğini görmüyor musunuz?

Haydi kaptan, yetsin bu gaflet, usul usul bas frene, derle, topla..