KADIN FESAT DEĞIL FIRSATTIR..!

Yüce Allah; "Ben yeryüzünde bir halife atayacağım " (Bakara/30) derken herhalde sadece erkekleri kastetmedi..!

Kadın-erkek kulluk zemininde kardeş olmamızı istedi.

Allah, kimsenin cinsiyetine bakarak değer vermez, kulluktaki ciddiyetine göre kişiye konum belirler…!

Üstünlük ne kadın olmakta, ne de erkek olmaktadır… Üstünlük sadece takvadadır,İlahi ölçekte belirleyici kriter budur..

Allah ne kadına, ne de erkeğe pozitif ayrımcılık yapacak değildir. Her yerde her zaman O'nun rahmeti konuşur…

Allah kimsenin amelini zayii edecek değildir..

"....Erkek olsun, kadın olsun hep biribirinizdensiniz, içinizden hiçbir çalışanın yaptığı işi zayi etmem…" (Ali İmran/195)

Allah toplumsal zemindeki statüye de bakmaz, sadece salih amellerin ilahi mizanda geçerliliği söz konusudur… Ne kadınlık, ne de erkeklik bir imtiyaz değildir, hepimiz bir imtihandayız…

Ne erkeğin "erkekcilik" ne de kadının "kadıncılık" yapmasının bir mantığı yoktur… Kadın-erkek arasındaki egemenlik savaşları vermek yerine, vahyin egemen olduğu bir toplumu nasıl inşa edebiliriz derdine düşmemiz gerekiyor… Bu hedefe yürürken kadın erkeğe, erkek kadına muhtaç… Ve herkes Allah'a muhtaçtır!

Bizden istenen birr/iyilik ve takvada yardımlaşmaktır…

"Mümin erkeklerle mümin kadınlar da birbirlerinin destekcileridirler. Onlar iyiliği emreder, kötülükten alıkorlar…" (Tevbe /71)

Her toplumsal harekette olduğu gibi, İslami harekette her iki cinse dayanmalıdır. Tabii ki toplumun yarısını sosyal hayatın dışında tutmak doğru değildir… Diğer bir doğru da kadını kamusala kurban vermemektir… 

Bu yüzden "kadın fesattır" algısından, insanlık için "kadın bir fırsattır" bilincine sahip olma zamanıdır… Kadın potansiyelini İslâmi harekette harekete geçirme sorumluluğumuz bu gün daha da önem kazanmıştır…

Kadınlarımızın bu görevi göğüsleyebilmesi için hem donanımlı hem de duyarlı olmaları  gerekiyor… 

Aşırı korumacı bir mantıkla kadının elini kolunu bağlamak ne kadar yanlışsa, aşırı esnek ve ezik bir anlayışla kadının kendini koyvermesi de ciddi bir yanılgıdır…!

Kadınlarımız özgüven kazanacak ama bu güven onların sosyal, siyasal, kültürel alanda onları tanınmaz hale getirmemesi şartıyla… 

Pasifleştirilmiş kadın da, pervasızlaştırılmış kadın da sorundur…!

Kadın, aktif ama afif kalmasını bilen, "dişiliğini" değil "kişiliğini" konuşturan olmalıdır…!

Kadın ne kadar aktif olursa olsun anne olduğunu unutmadan, eş olduğunu hatırlayarak hayata ağırlığını koyacak… Bu yürüyüşte Takvayı kuşanarak, vakarı donanarak adımlarımızı büyütmemiz gerekiyor… 

Artık ayartan kadınların miladı doldu, sıra anlatan ve vahyi kuşanan  kadınlarda…!

Kadın kardeşlerim..; Diri diri bataklığa gömülen hemcinslerinizi kurtarmaya yönelik bir aksiyon içinde olma zaruriyetinin bilincinde olun…

Bu misyonu erkekleşmeden sürdürerek İhtilat içinde değil, ihtiyat üzere olmalısınız … Kendinizi ihmal etmeden, sürekli ihtimam göstererek yol almalısınız…

(Ben gerek çevremde, gerek şu küçücük listemde ve gereksede içinde bulunduğum sosyal sayfalarda böyle kardeşlerimin olduğunu biliyorum; o yüzden umutluyum, selâm ve hidayet onların üzerine olsun.)

YORUM EKLE