İSTERİM Kİ ONDA ANLAMIM OLSUN...

Ben kolay ikna edilen bi karakterim. Kin tutmayı pek beceremem, konular aklımda kalmaz zaten.  


Beynim de çabuk yıkanır.  Yüksek voltaj da etkilenirim, her şeyden. Bi bakış bile beni intiharın eşiğine getirir ya da dünyayı sevdirir bir süreliğine...


Bi de çok çabuk güvenirim ben ama çok çabuk. Kendime ne kadar "babana bile güvenmeyeceksin" desem de, hatta babam bizatihi bunu bana ıspatlamış olsa da güvenirim. Aksi gelmez elimden yani, kısacık hayatımı her konuştuğum kişiden şüphe duyarak geçiremem...


Ama iç halkama herkesi almam, alamam. İnsan ilişkilerindeki tek avantajım da bu galiba. Ne kadar yırtık rahibe gibi dolansam da ortalıkta bağlanma problemim var. Bağlandığımda da Allah belamı verir zaten... Allah'a kulluk neyse kuluna da kul köle.

Bu sefer o safça güven başka hale bürünür. Sanırım ki arkamda dağdır, ana babadır. Ne olursa olsun hep yanımda kalır. Hani benden zarar görecek olsa bileklerimi keserim. İsterim ki iyi geleyim, isterim ki onda anlamım olsun. Yüzü benden yana kara çıkmasın...


İşte, insan en büyük tecrübeyi de bu iç halka depremlerinden ediniyor heralde. Diğerleriyle ilgili hayal kırıklıkların çizikse bunlarınki kesiktir. Onların verdiği sızıysa bunlarınki ağrıdır. Onların yaptığından iz kalsa bunların yaptığı hep kan revan...


Bazen çok yok yere harcanıyor insandaki güzellikler, buna üzülüyorum. Tamam tecrübe kazanıyosun, belki bir daha aynı durumlara düşmezsin, hadi ders alıyosun diyelim de; içinde tükenen inancın, güvenin boşluğuna denk gelir mi bu kazanç?...


Kendime dünya kadar kırgınım bu gece, içimdeki güzellikleri budamalarına izin verdiğim için, o bıçağı ellerine ellerimle yerleştirdiğim, içimi önlerine serdiğim için...


Sevmek, güvenmek, inanmak herkesin hakettiği bi şey değil çünkü. Madara olmayacaksın kimsenin elinde!


En nihayeti anladım yani, çoğu insan yapayalnız. Çoğunun ardında dağ sandıkları sadece başkasının dağının gölgesinden ibaret...


Hamdiye Kazdal DELİHASAN

YORUM EKLE