HELÂLLİK İSTEMEK?

Şüphesiz ki!

HELÂLLİK istemek insani ve imani bir fâzilettir, RUHSAL ve BEDENSEL kirlerden arınmak ve bir daha asla aklından geçirmemek- yaklaşmamak yapmamak, bulaşmamak- üzere; bütün dünyevi ve uhrevi "YASAK VE HÂRAMLARDAN" dönerek "ARINIP/AKLANMAYA" karar vermektir..
 
Ancak bu güzel "ERDEMİN" de ödenmesi gereken bir "HESABI/BEDELİ" var elbet; HAK sahiplerine o ağır/aksak"BEDELLER" ödenmeden, kabarmış absürt "HESAPLAR" kapanmadan, asla ve kata "HELÂLLİK" istenmez..

Hâni ki de bir malayani "AMELİNİ" andıkça, NEFSİNİ bastırıp-teskin ederek lafzen de "HELÂLLİK" falan isteyenlere bu işi "HATIRLATMAK" istedik; "HELALLİK" isteyen, elini "NEFSİNE/DİLİNE" değil, kalbine "AKLINA/MALINA" atarak "BEDELİNİ" ödeyecek "CEBİNİ/VİCDANINI" yüklerinden kurtarıp- RAHATLAYACAK..

Yâni!

Bu işler, öylesine "NEDAMET" getirip bir-iki hâzin hüzünlü "KELÂM" etmekle, birkaç damla gözyaşı dökmekle olmuyor- elbet; maddi ve manevi bir fikir, duruş ve eylem bütünlüğüyle beraber kalbi samimi bir "AHLAKİ VE AMELİ" erdemliğini de hayata geçirerek- BELKİ olabilir..

Demem o ki!

1) Eğer bir "İNSANI" manen kırmış/üzmüşsen, bizzat gidip-özrünü beyan edecek; GÖNLÜNÜ alacaksın..

2) Eğer "İNSANLARI" maddi/manevi bir zarara uğratmış/ perişan etmişsen, gidip- özrünü beyan ederek- ZARARINI ödeyerek, ikna edip; GÖNLÜNÜ  alacaksın..

3) Eğer doğal hayata "DÜNYAYA VE KÂİNATA" yani (ormanlara, dağlara, ovalara, denizlere ve de mâhlukata) 'AĞAÇLARA, KUŞLARA, ARILARA, BÖCEKLERE, ÇİÇEKLERE, OTLARA/ PETEKLERE" bir zarar/ziyan vermişsen; önce "HALK'A" bizzat giderek- BEDELİNİ ödeyerek- GÖNLÜNÜ alacak, sonra da "MÜLKÜN SAHİBİNE" yüce "HÂKK'A" dönüp- lisanen "AF-U MAĞFİRET" isteyeceksin.

4) Eğer "MİLLETİN" ortak malınını/mülkünü ve onurunu yani kamunun "BEYT-UL MALINI" çalıp çırparak- kendinde toplayıp- GASPETMİŞSEN; O gaspettiğin "MALIN/MÜLKÜN- MAKAMIN" elân maddi/manevi "BEDELİNİ" kamunun fayda ve yararına harcanmak üzere "DEVLETE" geri iade ederek "MİLLETTEN" özür dileyerek- GÖNLÜNÜ alarak "MADDETEN" aklanacak, sonra da ADİL-İ MUTLAK ve her şeye 'ŞAHİT" olan "ALLAH'A" sığınıp- Ondan nedametinle "AFF-U MAĞFIRET" dileyerek "MANEN" arınmayı murat edecek, ki gereğini de elbet ancak "ALLÂH" bilir..

Yâni hiç bir "BEDEL" ödemeden, öylesine "LİSANEN" ağlanıp/sızlanarak "HELÂLLİK İSTEMEK" kolay bir şey değil; YAPTIĞININ HESABINI VERİRSEN ve MİLLETİN GÖNLÜNÜ ve elbet "ALLAH'IN" da RIZASINI alırsan BELKİ..

Ve yani!

Bu "İŞ" bir yürek "GÖNÜL" işi, eğer "YÜREĞİN" yetiyorsa; BUYUR İŞTE..

Sevgilerimle..

YORUM EKLE