HAYALİMDEKİ ŞEHİR VE YEREL YÖNETİMLER...

Eğer birileri kendi parasını kendisi için harcarsa aldığı şeyde iki şeye bakar, fiyatına  ve kalitesine;

Eğer birileri kendi parasını başkası için harcarsa malın fiyatına  bakar, kalitesine hiç bakmaz;

Eğer birileri başkasının parasını kendisi için harcarsa, malın sadece kalitesiyle ilgilenir, hiç fiyatına bakmaz;

Ama eğer birileri başkasının parasını başkası için harcarsa malın ne fiyatına bakar, ne de kalitesine.

İnsani olmayan şartlarda yaşamaya mahkûm edilen kitlelerin hayat kalitelerini artırmada ilk akla gelen “yardımlar” dahi; yolsuzluk bataklıklarında hedefine ulaşamamakta, dünyanın yaşanılabilir olması için atılan cılız adımlar hesap vermez yöneticilerin keyfi tutumlarına takılmaktadır.

Birçok yerel yönetim kendisini bazı ilkelerle bağlamak; yönetim haklarını nasıl elde edeceklerine ve nasıl kullanacaklarına dair güvenceler vermek adına yeni nesil yönetim anlayışı kavramına sığınmaktadırlar.

Yönetim, bir organizasyonun (devletin, kamu kurumunun, işletmenin) amaçlarını gerçekleştirmek adına gerekli duyduğu kaynakların tashihi ve bu kaynakların kullanımı sonucunda organizasyonun amaçlarının gerçekleştirilmesi süreci anlamına gelmektedir. 

Yeni nesil yönetim anlayışı ise, bir yönetim anlayışının sahip olması gereken nitelikleri ve yöneten ile yönetilen arasındaki ilişkinin mahiyetini ortaya koymaktadır. Buna göre yeni nesil yönetim anlayışı, bir otoritenin (ekonomik, siyasi, yerel, merkezi) halkın menfaatlerini öne çıkaran bir yaklaşımla, katılımcılığı, açıklığı ve şeffaflığı benimsemesi; sahip olunan kaynakların, grupların kendi menfaat ve önceliklerini belirlemelerine imkân tanınarak dağıtılmasının ve yönetilmesinin sağlanması anlamına gelmektedir.

Yeni nesil yönetim anlayışı, genellikle bir yönetimin ulaşılabilir, hesap verebilir, katılımcı ve şeffaf olması anlamına gelmektedir.

Bir yönetimin kararlarının uygulanabilmesi için halkın yönetimde olanların otoritesini kabul etmesi, yöneten ile yönetilenler arasındaki ilişkinin hukuki çerçevesinin, kuralların, işlemlerin ve süreçlerin belirgin olması gerekmektedir. Burada meşruiyet, sadece hukuki olmanın yetmediğini göstermektedir.

Meşruiyet ilkesiyle bağlantılı olarak ifade edersek, yönetim hakkını elinde bulunduranların meşruluğu kamuoyuna hesap verebilirlikleriyle doğrusal orantılı olacaktır. Hesap verebilirlik, yönetenlerin seçilme ve kamuya ilişkin karar alma süreçlerinin hangi işlemlere bağlı olduğunun teminat altına alınmasıdır. Bu süreçler güvence altına alındığında her yönetim eylemlerinin sonucunda “önceden tanımlanmış” bir denetim mekanizmasına (seçim) tabi tutulacak ve gücü kullanma ve karar alma hakkını sürdürüp sürdürmeyeceğine halk tarafından karar verilecektir.

Yönetim söz konusu olduğunda “sınırlı kaynaklardan mümkün olduğunca yüksek çıktı elde etmek” anlamına gelen etkinlik kavramına vurgu yapılmaktadır. Elbette bir işin ne düzeyde doğru yapıldığı ne kadar kaynak kullanılarak ne miktarda çıktı elde edildiği sorgulanmalıdır ve yönetimin başarısı için bu önemli bir göstergedir. Ancak, bu gösterge başarı için tek başına yeterli değildir. Buna ilave olarak yönetimin etkinlik boyutuna da bakmak gerekir. Etkinlik, yönetimin “doğru karar” alması ve kamu için doğru işler yapmasıdır. 

Her kurum birçok iş yapar ve bu işler için kamunun çok sınırlı olan kaynaklarını kullanır. Ancak önemli olan, yapılan bu işin kamu için ne tür yararlı sonuçlar doğurduğudur. Çok iş yapmanın ötesinde kamu için yüksek yarar sağlayacak iş yapmak daha önemli bir performans göstergesidir.

Sağlıklı bilgi akışı sayesinde yönetimde olanların ve bunların atadıkları bürokratların etkinliklerinin değerlendirilmesi mümkün olacaktır. 

Halkın yönetime katılma ve yöneticileri eylemlerinden sorumlu tutabilme becerisi ancak kanunlar, süreçler ve sonuçlar hakkında yeterince bilgilendirilmesi ile mümkündür. Yeni nesil yönetim anlayışının anlam kazanabilmesi, açıklık ilkesinin uygulanmasına bağlıdır.

Yeni nesil yönetim anlayışında sadece yönetme gücünün nasıl elde edildiği değil, nasıl kullanıldığı da önemlidir. Gücün elde edilmesinde açık ve eşit şartlarda bir seçim yarışının olması esastır.

Kurumsallaşmış bir seçim sisteminin ve buna itibar eden halk kitlelerinin olduğu yerde, vatandaşlar hak ve sorumluluklarının bilincinde olur ve haklarını kullanabilme cesaretini gösterir. Hesap sorar, ödediği verginin nasıl kullanıldığını takip eder. 

Yeni nesil yönetim anlayışı, halkın katkısını en üst düzeye taşımak adına halkın karar sürecine katılım mekanizmalarını oluşturur ve onların yönetim becerisine ilişkin değerlendirmelerinin sağlıklı olmasını sağlamak adına karar almada ve kaynakları kullanmada gerekli şeffaflığı sağlar.

Yeni nesil yönetim anlayışı dinamik bir kavramdır. Toplumsal, siyasi ve ekonomik gelişmelere bağlı olarak yeni nesil yönetim anlayışı kavramına yeni anlamlar yüklemek gerekecektir.

Yeni nesil yönetim anlayışının yolsuzluk ve usulsüzlüklerin üstesinden gelmeyi amaçlayan, yönetimde keyfiliği ortadan kaldırıp hesap verebilirliği öne çıkaran, yöneticilerin hizmet sundukları halka karşı bilgi verme ve şeffaf olmalarını sağlayan ve bütün bu yönleriyle önemli açılımlar sağlayan bir yönetme biçimi olduğu söylenebilir. Ancak, hiçbir uygulama önşartları yerine getirilmeden “tanımı gereği” çözüm olarak varsayılamaz. Her uygulamanın talep ettiği bir ahlakilik ve kültür iklimi söz konusudur. Bu ahlakilik ve kültür oluşmadan söz konusu uygulamalardan beklenen yararı elde etmek mümkün değildir.

Sistemin kendi rasyonalitesi içerisinde işlev görmesi, kamu kaynaklarının heba olmasını engelleyecek sağlıklı ve yerinden denetim mekanizmalarının oluşturulması, yönetenlerin “imparatorluk” bilinçaltı dürtüleriyle hareket etmemesi ve kendilerini “kaynakların/refahın yeniden dağılımında” yegâne ve tartışılamaz aktör olarak algılamamaları gerekir.

Ancak, yeni nesil yönetim anlayışının anlam kazanabilmesinde anahtar rolü “yönetilenler” yanı halkın kendisi üstlenmelidir. 

Halk, yöneticisini seçerken saplantılarla değil, somut ölçütlerle karar almalıdır. Halk, yasal haklarını kullanma ve kendi yetki alanını genişletme, karar sürecine katılım mekanizmalarını işletme, hesap sorma, takip etme, bilgi isteme ve eleştirme konularında çekingen davranmamalıdır.

Bunun olabilmesi için ise vatandaşların ve kurumların hukuk sistemindeki haklardan yararlanmada ve adalet konularında endişelerinin olmaması gerekir. 

Dolayısıyla, sistemin bütün parçalarının “yeni nesil yönetim anlayışı” anlayışına uygun olarak işlemesi gerekmektedir. Ancak bu durumda yeni nesil yönetim anlayışından beklenen yararların sağlanması mümkün olur.

Böyle bir yönetim anlayışıyla idare edilen şehirde yaşamak ne güzel olurdu. Hayal etmesi bile güzel.

Mümkün mü. Belki…

YORUM EKLE
YORUMLAR
Bülent sönmez
Bülent sönmez - 3 yıl Önce

Çok güzel

HAKAN
HAKAN - 3 yıl Önce

MaşAllah