GÖÇ...

Göç Her Zaman Bir Güvenlik Sorunudur?

Bu sadece ülkeye dışarıdan gelenlerin değil, ülke içindeki göç ile de alakalı bir durumdur. Ülke içindeki hareketlilik de bir güvenlik sorunu olarak anlaşılabilir. Çünkü bir sosyal doku binyıllarca oluşan kültürel, tarihi bir yaşama biçimi üretmiştir. Göçler binlerce yılda oluşan oturmuş bir yapıyı bir anda darmadağın edebilme potansiyeli taşımaktadır. Bu durum demografik yapının değişmesi ve sosyal çevrenin bir anda tahrip olması ile sonuçlanabilecektir.

Bir yerin demografik yapısının bozulması orada birbirini tanımayan, ortak kültürel üretimlerde bulunmamış, ortak bir şeyi paylaşamayan insanların çoğalması demektir. Bu durum o sosyal doku için ciddi güvenlik sorunu oluşturabilir. Yeni gelenlerin geldikleri yapıya adapte olacak ortak değerlerden uzak olmaları veya bu değerleri benimsememeleri onların gettolaşmasını, kendi içlerinde bir başka aidiyet üretmelerine sebep olabilir. Bu çerçevede etnik, dinsel ya da mezhepsel aidiyetler birer ayrımcılığa dönüşebilir. Yani ortak aidiyetten bağımsız olarak belli bir aidiyet ekseninde bir araya gelmiş insanlar bir şehrin bütün noktalarını ele geçirebilir. Bu bağlamda göç ve göçmenlik hem ekonomik, hem sosyal ve siyasal alanda güç kavgasında önemli mevzi kazanma aracına dönüşebilir.

Bu yüzden göç meselesine ne romantik bir şekilde kültürel ortaklık ekseninde ne de yabancı düşmanlığı ekseninde bakmak son derece sakıncalıdır. Çünkü ne yüz yıl öncenin kültürel kodları ne de yüzyıl öncenin sosyal yapısı mevcuttur. Göç bir hareketlilik ve göçmen de yaşamını devam ettirme dışında bir yönelime sahip olmayan biridir. Bu yüzden göç ve göçmen her zaman kırılgan ve kullanıma müsait bir zemine sahiptir. Güvenlik problemi olmasının sebebi bu kırılganlık ve ekseninde ötekine muhtaç olma durumudur. Bu yüzden Avrupa özellikle ikinci dünya savaşından sonra entegrasyon, transformasyon konularına ağırlıklı vererek göçü kontrol etme ve göçmeni de entegre etme yolunu seçmiştir.

O halde bunun bir güvenlik problemi olduğunu anlamak iki tane tutum takınmayı gerektirir.

Birincisi bu ülkenin veya dünyadan gelen bütün mağdurların insan olarak değerli olduğunu kabul etmek. İkincisi bu durumun her zaman kullanılmaya müsait bir durum olduğunu unutmayarak, göçmeni art niyetli; ülkenin birlik ve bütünlüğünü bozucu yapıların eline bırakmamak; onların insafına terk etmemektir. Çünkü her sosyal hareketlilik ülke üzerinde güç kazanmak isteyen çevrelerin iştahını artırmaktadır. Göç ve göçmenlik ülkede bir çatışma zemininin en kullanışlı vasıtasıdır. Bunun acı sonuçlarının ülkenin Doğu ve Güneydoğu bölgesinde derin bir şekilde hissedilmesi herkesin malumudur.

O halde sağlam bir göç ve göçmen politikası hayati öneme haizdir. Türkiye’de kentleşme ve göç politikası ciddi anlamda başarısızdır; bunun Suriyeliler ile bir alakası yoktur. Düzenli bir kentleşme olsaydı sığınmacı problemi de sıkıntı doğurmayabilirdi.

Bu ülkede 70’li yıllardan sonra göç ne kontrollü, ne düzenli, ne de sağlıklıdır. Öteden beri bu ülkenin sağlıklı bir kentleşme politikası da yoktur.

O halde ne yapmalı?

Sığınmacı Nefretine de, Düzensiz Göçe de Hayır!

1- Öncelikle yeryüzü Allahındır. Bu dünya herkesin yaşaması için var kılınmıştır.

2. Bu ülke Anadolu topraklarından ibaret değildir.

3. Bu ülkede yaşadığı halde bu ülkenin değerlerine yabancı ülke insanından nefret edenlerin bulunması konunun göç ver göçmenlik ile değil bir aidiyet yitimi ile alakalı olduğu unutulmamalıdır.

4.Sığınmacı düşmanlığı yapanların soyuna sopuna ve hangi değer adına hareket ettiğine de bakmak gereklidir.

5. İnsan hayatı siyasal alan kazanmak için malzeme yapılmamalıdır.

6. Sığınmacı meselesine nefret ile veya romantik iyimserlikle(kardeş, dindaş) yaklaşmak son derece sakıncalıdır..

7.Sığınmacı nefretinin sadece Suriyelilerle sınırlı kalmayacağı, böyle bir kamplaşmanın kapısı açıldığında bunun içine bu ülkede birçok farklı unsurun da ekleneceği unutmamalıdır. Zaten yapılmak istenen de sığınmacılardan rahatsız olmaktan ziyade ülkedeki kutuplaşmayı körüklemektir. Özeti iç savaşın fitilini ateşlemektir.

8 Suriyeliler gitsin sloganı Türkiye’nin Suriye Libya Iraktan ayrılsın demenin bir başka ifadesidir..

Vesaire…

PROF. DR. BÜLENT SÖNMEZ

YORUM EKLE