DÖRT HALİFENİN UYGULAMALARI…

EY, HADİSÇİLER BU HADİSLE YALAN MI?  DEĞİLDİR DİYORSANIZ NEDEN, HADİSLERİ DİN ADINA, RED ETMİYORSUNUZ? BAKIN DÖRT HALİFE NE YAPMIŞ VE NE DEMİŞLER, OKUYUN SONUNA KADAR?

(Diğer kişilere bunlar yalan mı?)

DÖRT HALİFE VE BAZI SAHABENİN HADİS YAZIMI VE TOPLANMASINA KARŞIN SÖZLERİ VE ALINAN TEDBİRLER.

Peygamberimizin hadis konusundaki uygulamasına şahit olan dört halife de, hadis yazımı konusunda Allah resulünün izini takip etmiştir. Hz. Ebu Bekir ve Ömer kendi dönemlerinde hadis yazılması konusunda sahabe arasındaki faaliyetlerin artması üzerine yaşayan bütün sahabe haber gönderilerek hadislerin toplanması sağlanmış, ancak beş yüz hadis toplayabilmişlerdir.

Söz konusu hadislerin içindeki çelişkileri gören Hz. Ebu Bekir topluluğa  “Sizler Allah’ın elçisinden farklı hadisler naklediyorsunuz. Bu durumda sizden sonrakiler daha büyük anlaşmazlıklara düşecektir. Allah’ın elçisinden hiçbir hadis nakletmeyin. Sizden hadis nakletmenizi isteyenlere deyiniz ki: İşte Allah’ın Kitabı aramızda, onun helalini helal kılın, haramını haram görün.”( Zehebi, TezkiratulHuffaz 1/3; Buhari l.cilt)

Bu konuya ilişkin İmam Zehebi’den naklettiği bir söze bakalım; Hz. Aişe (radıyallahu anhiye) nakleder: "Babam Resûlullah (aleyhisselâtu vesselâm)'dan 500 kadar hadîs yazmıştı. Bir gece hiç uyuyamadı ve yatakta döndü durdu. Bu duruma üzülerek: "Babacığım, sana yapılan bir şikâyet veya ulaşan bir haber yüzünden mi uyuyamadın?" dedim. Sabah olunca: "Kızım, yanındaki hadisi getir" dedi. Ben de getirdim. Ateş yaktırdı ve hepsini yaktı. Denilmektedir.

Hz. Ömer’de, halktan beraberlerinde bulunan hadis sayfalarını getirmelerini istedi. Sonra bunların yakılmasını emrederek şunu söyledi: “Kitap Ehli’nin Mişnası gibi Müslümanların Mişnasıdır bunlar.” (İbni Sad, Tabakat, 5/140)

Bununla da yetinmeyen Hz.Ömer, diğer şehirlerdeki sahabelere de mektuplar yazarak ellerinde yazılı bulunan hadis mecmualarını yok etmelerini istedi. (İbni Abdül Berr, Camiul Beyanil İlm)

Hz. Ömer şöyle der: “Ancak sizden önceki kavimleri hatırladım, onlar da kitaplar yazmışlar ve Allah’ın Kitabı’nı bırakarak onlara sarılmışlardı. Allah’ın Kitabı’na hiçbir şeyi karıştırmam.” Diğer bir rivayette “Allah’ın Kitabı’nı asla başka bir şeyle değiştirmem.” Başka bir rivayette; “Ben yemin ederim ki Allah’ın Kitabı’nı hiçbir şeyle gölgelemem.” (El Hatip, Takyıdul İlm; İbni Sad, Tabakat)

Üçüncü halife Hz. Osman da çok hadis nakledenlere karşı tepki göstererek,  Ebu Hureyre’yi Devş dağlarına göndermekle, Kab’ı da Kırede dağlarına sürgün etmekle tehdit etmiştir.(Tahzırul Havas 10b.)

Diğer halifeler gibi Hz. Ali’nin de hadis yazılımı ve toplanmasına karşı son derece kararlı olduğunu görüyoruz. Ali, minberden şu hutbeyi veriyordu: “Yanında hadis sayfaları bulunanlar gidip onları yok etsinler. Zira halkı helak eden olay, âlimlerin naklettikleri hadislere uyarak Kuran’ı terk etmeleridir.”( İbni Abdül Berr, Camiul Beyanil İlm)

Bir gün Hz. Ali’ye gelirler ve “Halk hadislere dalmış” derler. Hz. Ali sorar: “Gerçekten öyle mi?” “Evet” derler. Peygamber’den işittim ki gelecekte vuku bulabilecek bir fitneden söz ediyordu. “O fitneden kurtuluş nedir, nasıldır?” diye sordum. Resullullah dedi ki: “Kurtuluş Kuran’dadır. Çünkü sizden öncekilerin haberleri de sizden sonrakilerin haberleri de aranızdakilerin hükmü de Ondadır. O, gerçek ile yalanı birbirinden ayıran kesin bir hükümdür, şaka ve boş söz değildir. Onu terk eden her zorbanın Allah boynunu kırar. Hidayeti, doğru yolu Ondan başkasında arayanı Allah sapkınlığa düşürür. O, Allah’ın en sağlam urganıdır. O, hikmetle dolu Kuran’dır. O en doğru yoldur. O, boş arzuların haktan saptıramayacağı, dillerin, karıştırıp belirsiz edemeyeceği, ilim adamlarının doyamayacağı, çok tekrarlanılmasından bıkılmayan, ilginç özellikleri bitip tükenmeyen bir kitaptır.” (Tirmizi; Darim

Dört halifenin dışında Peygamberimizin ileri gelen sahabelerinin İbni Abbas ve Abdullah bin Mesud da hadis toplanmasına karşın diğerlerinden farklı olmamıştır! Şeddad, İbni Abbas’a “Hz. Peygamber bir şey bıraktı mı?” diye sordu. O da “Sadece Kuran’ın iki kapağı arasında olanları bıraktı.” cevabını verdi. (Buhari, K. Fezailul Kuran; Müslim, K Fezailus Sahabe; Ebu Davud, K. Fiten; Tırmizi K. Fiten)İbni Abbas hadis yazmayı yasaklar ve şöyle derdi: “Sizden önceki ümmetlerin sapmaları bu şekilde kitaplar vücuda getirmek yüzünden olmuştur.” (İbn Abdül Berr, Camiul Beyanil İlm 1)

Abdullah bin Mesud elinde bir hadis sayfasıyla geldi. Sonra su isteyerek yazıları sildi, sayfanın yakılmasını emretti ve şunu söyledi: “Allah kime bir hadis sayfasının yerini bildirirse ve o da beni bundan haberdar ederse, Allah’a yemin ederim ki, Hindistan’da dahi olsa o hadisi arar bulur ve yok ederdim.”( Ebu Reyye, Muhammedi Sünnetinin Aydınlatılması)

Bunlardan başka  işin garibi hadislerin toplanması konusunda da rivayetler mevcuttur.! Sahabenin beyanları Emevi döneminde yer yer kayıt altına alınmıştır. İbni Şihab ez Zûhri onların vefatından sonra Emevi halifesinin talimatıyla hadis tedvini yapmıştır. Zûhri zamanında 2.000 hadis kaydedilmiştir. Aynı dönemde yaşayan Hammad ibni Seleme / Eyyûb Sahtiyani / İmam Malik 1.800 hadis kaydetmiştir. Görüleceği gibi sahabenin yaşadığı dönemde toplanan hadis sayısı gittikçe azalması gerekirken artmaya başlamış, beşinci nesil Ahmet Bin Hanbel döneminde yirmi beş katını geçmiştir! Daha sonraki kuşaklarda ne yazık ki iki milyonu geçtiğine şahit oluyoruz!

Bütün bu çalışmalardan sonra,  en kapsamlı bir şekilde Hadislerin toplanması en erken hicretten sonra üçüncü asırda toplanmaya başlamışlardır. Bunların başını da Buhari çekmiştir. Adı sahih olan bu kitaplarda hadis yazımını yasaklayan ile tavsiye eden bir birini yalanlayan sözlerin bulunması da çok düşündürücü değil mi?

Mehmet Tırpan

YORUM EKLE