DOĞAR DOĞMAZ ANNE OLMAK...

Henüz anne olmadan "annelik hayali kurmuş  muydum" diye düşündüm demin. Demin dediğim, bunu yazmaya başlamadan önce ama epey bir zaman... Deminim bazen çok uzakta oluyor benim, öyle az önce olmuyor.

Hani böyle biçilir ya roller, cinsiyete. Hani cinsiyete bağlı şeyler beklenir senden, bir cinsiyet beklendiği gibi.. Çeşitli şeylerle kazınırdırır sana; yavaş yavaş...

Ne bileyim; bir çizgi filmde Safinaz'sındır ve sen bir Safinaz'san çiçek diker, temiz bir evde oturur, mis gibi elmalı turtalar yaparsın kokusu mahalleyi saran... Taliplerinden birini seçmek düşer sana mesela, kavgalarını izler güçlü olana meyledersin. Çünkü yenen kazanır. (!)

Şey demezsin "ben birine talip olayım ulan, biri için ben kavga edeyim gerekirse, seçenekler arasından seçim yapmayayım da gidim birine göz koyayım. O biri de güçlü olan olmasın; mesela, zayıf olsun, duygulansın ağlasın, darılsın, dudak büksün, şiddeti güç sanmasın, yeri gelince koynuma çocuk gibi sığınsın, acizliğini de göreyim yenik hissedişini de...

Ha yok İlla da güçlü olacaksa biri, o ben olayım, hem neden ben olmayayım?!

Madem mesele ıspanak onu da ben yiyim, o mahalle kavgasını ben başlatayım,  kırmak marifetse kırayım marifet bilenlerin ağzını burnunu..."

...

Sonra renklerden pembeyi seversin mesela, kızlar pembe giyer çünkü, öyle ya biraz sallansa yerinden başka renge kayacakmış gibi, başka renge kaysan yer yerinden oynayacakmış gibi.. geçirirsin üstüne kaymaya yakın şeyleri ve pembeyi...

...

Evcilik oyununda anne rolüne girersin, yemek yapmak düşer sana, çocuk doğurmuş olmak, işten gelen kocanı kapı eşiğinde güler yüzle karşılamak, ona sevgini hep ama hep göstermek...

Seni öpmek istese öper, bu senin sevmediğin bir evcilik arkadaşın da olsa değişmez, evcilik oynuyorsan hakkını verecek sabredeceksin.

...

Kardeşlerine onlardan  büyük ya da küçük olsan dahi anne şefkati beslersin mesela; evin de küçük annesi olursun, senden beklenir.. tamam da sen de meyyalsindir o yana.

Kız çocukları doğar doğmaz mı anne olur ne?

...

Oturup kalkman, yürümen, nefes alışına bile cinsiyetine göre şekiller verilmiştir, çoktan verilmiştir. Oynayacağın oyuncaktan izleyeceğin diziye kadar hepsi bellidir, hepsi!

Anneliğin de bellidir, iyi ama ben hiç hayal ettim mi anneliği, bildim mi? "Ben zaten anne olurum" diye, üstünde düşündüm mü sanki, hazır mıydım , olmalı mıydım, oldum mu?

Gördüklerimin aksini mi yapıyorum, aynısını mı Kattım mı üstüne bir şey, yoksa şartların değişmesiyle değişen bir anneliği mi sundum... çocukları kendime mecbur mu bıraktım yoksa?

Görevim neye, nereye kadar? Kim belirliyor görevlerimi?

Arkamı dönüp biraz da içimdeki çocuğa kulak versem mesela ,kendimin de annesi olsam  incinir mi çocuklarımın anneliği

Kurdum mu hiç anne olma hayalini? Kendimin  çocuğuna, çocuk yanına... Duydum mu ağlamasını, emzirdim mi doyasıya, arındırdım mı kirlerinden, üfledim mi yarasına, ördüm mü saçlarını bi güzel... ne zaman farkettim orda bir çocuk olduğunu, farkettim mi, var mı, yaşıyor mu?..

Ben anne miyim sahi? Anneysem kimin annesiyim, kaç kişinin, ne zamandan beri...

Peki bir gün bitecek mi?

Hamdiye Kazdal DELİHASAN

YORUM EKLE