CANLILARIN KIYAMETİ SÜRECİNE GİRMİŞİZ

Dünyanın yaradılışından bu yana canlıların biyolojik evrimi sürecinde 5 defa kitlesel yok oluşun yaşandığını ifade eden Biyoloji Profesörü Barbaros Çetin,  "6. Kitlesel Yokoluş" sürecine girildiğini iddia ediyor...

Araştırmacı Gazeteci Gökmen Ulu'ya açıklama yapan Prof. Dr. Barbaros Çetin; "Altıncı kitlesel yok oluş süreci başladı. Küresel ısınma nedeni ile mevsimler allak bullak oldu. Sadece ilkbahar başında çiçek açan leylak, Eylül ayında açtı. Yabani bitkilerin çiçek ve meyve oluşturamaması nedeni ile üreyememesi sonucunda besin zincirinde kırıklar meydana gelecek. Bunun anlamı dünya ekosisteminin tamamen çökmesi, yani insanlar dahil tüm canlıların yok olmasıdır. Altıncı kitlesel yok oluş süreci başladı” dedi.

Leylak üzerinden bitkilerin zamansız çiçek açmasına ve meyve vermesine değinen Çetin, “Çiçeklenme gibi mevsimsel fizyolojik olaylar bu mekanizma ile kontrol edilir. Bitkilerin hormonel yapıları da bu mekanizmalarda ikincil rol üstlenir. Hormonlar ise doğrudan çevresel sıcaklık ve bitkinin genetik yapısı ile kontrol edilmektedir. Bu çevresel etkilerin neticesinde bitkilerin biyolojik saati hızla bozulmaktadır. Korkum şu ki, kültüre alıp beslenmemizi sağladığımız meyve ağaçlarından ürün almamız bile yakın zamanda hayal olacak” ifadelerini kullandı

Bu durumu, “İnsanoğlu sadece kendisi için değil gezegen için kıyameti başlattı” sözleri ile yorumlayan Prof. Dr. Çetin; “Geçtiğimiz yıl bu ay Çorum'da elma ağacı, Erzincan'da da kiraz ağacı, Ordu'da erik ağacı çiçek açıp meyve vermişti. Şubat ayında ise Sinop'un Ayancık İlçesi'nde erken çiçek açan meyve ağaçları kar altında kalmıştı. Şimdi de İzmir'de leylak çiçek açtı. Korkum şu ki, kültüre alıp beslenmemizi sağladığımız meyve ağaçlarından ürün almamız bile yakın zamanda hayal olacak” dedi.

Elbette kıyametin şekli ve zamanıyla ilgili nihayi takdir Yüce Allah'ındır. Ancak, bilimi de yaratarak yaşamla ilgili bilgiler edinip tedbirleri almak noktasında insanoğluna şans veren Allah'ın sunduğu imkânlardan da yararlanmak için bilimsel verileri yabana atmamak lazım.

Görünen o ki, geçmişte yaşananların gerçekliği ve boyutu öte yana gerçekten de dünyayı vahşi bir tavırla tükeniyoruz ve bu tükeniş biz insanoğlunun da tükenişinin habercisi..

"Kazanayım da nasıl olursa olsun" cümlesiyle özetlenecek olan kapitalist yaşam şeklinin insanoğluna işlediği vahşiyane duygular bu tükenişin fitilini ateşlemiş durumda...

En cahil insan bile (yeraltı ve yerüstündeki doğal yapıya zarar verdiği bariz hamleleri delice yapan) insanoğlunun kendi geleceğine verdiği zararlar konusunda "zorla da olsa" durdurulması gerektiğini biliyor..

Kapitalist ekonominin insan ruhuna işlediği "kazan da nasıl olursa olsun kazan" anlayışının tarifi "kitlesel terör" sayılmalı ve ülkelerin yönetimlerince alınacak acil bir tedbir zinciriyle durdurulmalıdır...

Doğaya verilen zararın bir an önce durdurulması ve doğanın kendisini yenilemesine imkân verilmesi şart olmuştur. Bunu da bireylerin gayretiyle sağlamak mümkün değildir, ancak ve ancak uluslararası bir karar mekanizmasınca sert ve afedilmez kanunlarla mümkündür. Aksi halde bu defa yaşanacak yokoluşun boyutunun öncekilerden daha büyük olacağı bilinmektedir... Zira son din ve peygamberi olan Hz. Muhammed (S.A.V.) gelmiş ve görevini tamamlanmıştır.

Kur'an-Kerim'de de dinin tamamlandığı ifade edilmiş olup kıyametin yaşanacağı da bildirilmiştir. Bizlerin kıyametin tarihini belirleme şansı yoktur, sadece bilimin de yardımıyla süreçle ilgili tedbirleri uygulamak noktasındaki insani görevimizi yapmamız gerekmektedir.

Allah hepimize akıl versin..

Mehmet Emin Danış

YORUM EKLE