BİZ NE DİYORUZ, ONLAR NE DİYOR?

(Bağımsız Kürsü) 

Bu kent, birçok olumsuzluklarla boğuşup, içindeki acılarla geleceğine bitkin, umutsuz, karamsar bakarken;


BİZ DİYORUZ Kİ; Sayın Valinin ulusal televizyonlara yaptığı açıklamalara bakıldığında, sanki “AĞZINDAN BAL AKIYOR” insanın içini okşayan, geleceğinden endişe etmeyeceği, pek de kayda değer ve önemli bir sorunu olmayan, işlerin tıkır-tıkır yürüdüğü bir ilden bahseder gibi geliyor insana!


Ama aslına bakınca, gerçekler görmek istenirse, “KAZIN AYAĞI ÖYLE DEĞİL” hiç de anlatılanlar gibi görünmüyor.


Kent Konseyi soruyor; “Vatandaşın en temel insani ihtiyacı olan barınma konusundaki, belirsizlik ne zamana kadar giderilecek?”


Yüzlerce insan evini kiraya vermiş konteyner de kalıyor, elektrik, su, yiyecek içecek bedava. Bakın binlerce insan perişan konteyner bulamıyor, çadırda kalanlar var, bu vicdansızları tespit edin, bu konteynerleri gerçek ihtiyaç sahiplerine verin!


EVET, YİNE BİZ DİYORUZ Kİ;  ALİŞ YOLCU isimli vatandaş, yaklaşık 3 aydır feryat edip diyor ki; “Annem yüzde 50 engelli, depremin 2. Günü acilen KOCAELİ’NDEKİ,  ablamın yanına götürdük. Şimdi geri dönmek için 3 aydır konteyner bekliyoruz. Babam bu iş için ADIYAMAN'A geldi, vali yardımcısıyla görüştü, 2-3 gün içerisinde haber veririz denildi, bir aydır haber yok. Eniştem ve ablama yük olmaktan utanıyoruz artık.”


Çadırlarda yaşamlarını sürdürmeye çalışan depremzedelerin, barınma sorunu çözülmeden çadırlarının kaldırılması talimatı veriliyor. Bu insanlar, "perişanız, mağduruz, barınacak yerimiz yok" diyor.


Vatandaş, "Bizlere ne konteyner verildi, ne de kira yardımı yapıldı, yapmayın- etmeyin halimize bir çare" derken;


ONLAR NE DİYOR? BİLEN YOK!


BİRİLERİNE GÖRE BİZ, “DON KİŞOT”LUK YAPIYORUZ YA!


“DON KİŞOT”LUĞA DEVAM; VARTA’NANIN dar yolu, dik ve keskin virajları, SİNCİK ve SAMSAT köylerinde 7 yıldır yarım kalmış afet konutlarını bekleyenler, YAYLAKONAK beldesi ve birçok kırsal alanda yapılması ve halen temeli atılmayan köy evleri, 6 yerleşim merkeziyle, şehri de ilgilendiren KATI ARTIK DEPOLAMA TESİSİNİN doğaya ve insanlara tehdidi ve uygulanmayan mahkeme kararları, ekonomi ve nitelikli eleman sıkıntısı, şehir imar planı, kent kültürü ve kimliği, başını almış giden iş yeri ve ev kiraları, belirsizlik içinde henüz netleşmemiş yerinde dönüşüm.


BİZ NE DİYORUZ?


İlin Valisi, 07.07.2023 tarihinde ”21 bine yakın binanın yıkımını, EYLÜL ayına kadar gerçekleştirmiş olacağız..”


EYLÜL ayının sonlarına geliyoruz, ortalık toz-duman yıkımlar devam ediyor!


BİZ DİYORUZ Kİ; Halen yıkılmayan binalar, yerinde ayrıştırma, toz-duman, “MOLOZ ŞEHRİ”NE dönen bir kent, kaldırın artık bu molozları, yerine “MICIR” dökün, insanların psikolojisi bozuluyor, ASBEST tehlikesi var ASBEST!... bizleri bırak çocuklarımız KANSER olacak KANSER!


İLİN EN YETKİLİ MERCİSİ NE DİYOR;  “Buna müsaade eden kim? Biziz. Devlet. Müteahhit firma bu şartlarla çalışmamam diyor, işi bırakıp gidiyor, nereye gittiğini de bilen yok.” Denilirken insanın aklına devlet nerede diye sormak geliyor!


Devletimizin, vatandaşını, koruyan, kollayan ona insanca yaşam hakkı sunan, hayat standartlarını yükselten,  sosyal devlet olduğunu unutarak,


“Devletin molozları temizleyip MICIR dökmesini kimse beklemesin, şehrin güzel görünümü için devletin çöpe atacak 20-30 milyon lirası yok” diyebiliyorlar.


BİZ NE DİYORUZ; "DOKTORU, HEMŞİRESİ, EBESİ, ÖĞRETMENİ, POLİSİ, ASKERİ, konteyner de kalırken, çoluk-çocuklarıyla barınmak için, yer arayıp yüksek kiralar öderken, VALİNİN ÖZEL KALEM MÜDÜRÜ, VALİ YARDIMCILARI, AFAD MÜDÜRÜ milletin, devletin kesesinden geceliği 1.500 liralık otelde nasıl kalır?"


"Bir öğretmen aylık 22 bin lira maaş alırken, bu ZAT-I MUHTEREMLER, aylığı 45 bine gelen otelde, konaklayamaz. ÖZEL KALEM MÜDÜRÜNÜN, altına da özel araba ve şoför verilemez. Bu MUHTEREM, vatandaşı hor görüp azarlayamaz, itici, kırıcı kaba davranışlarda bulunamaz!"


BİZ NE DEMİŞİZ? Biz bunları söylemişiz, yanlış mı demişiz, kötü bir şey mi söylemişiz?  Vay bunu söyleyen siz misiniz!..


Olayın muhataplarından ses seda çıkmazken, bizi en iyi tanıyan, Adıyaman Sevdalısı NECATİ ATAR "nasıl bunları yazarsınız diye" bizleri, bir “VATAN HAİNİ” ilan etmediği kalmış!


Ismarlama bir yazı olsa bile bu kadar incitici, bu kadar kırıcı, bu kadar insafsız, bu kadar saygısız bir yazı olmazdı!


Kişilik, karakter, şahsiyetten girmiş yazımızda adı bile geçmeyen randevu ve makamda fotoğraf çektirememenin ezikliğinden çıkmış!


Siz ne konuşuyorsunuz, “10 yıldır ülkenin en güzel kıyıları yağmalanırken, en güzel dereleri kurutulurken, en güzel ormanları yakılıp 5 yıldızlı oteller yapılırken, madenleri peşkeş çekilirken, rüşvet, yolsuzluk, ihalede fesat almış başını gitmişken” diyerek, her gün gündemde olan konularla VATAN- MİLLET- SAKARYA edebiyatı ile laf kalabalığı da yaparken;


BİR DE BİZİ, “DON KİŞOT” OLARAK İLAN ETMİŞ, ”DON KİŞOT”LUK BU İSE ZATEN BİZ YILLARDIR “DON KİŞOT”UZ. BEDELİNİ DE ÖDEMİŞİZ, ÖDEMEYE DE DEVAM EDECEĞİZ NOKTA..


Mahmut Tekin 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Yunus açıl
Yunus açıl - 8 ay Önce

Tebrik ederim abi,sesimiz oldunuz.