Büyüklerimden öğrendiğime göre dini ve milli bayramların en büyük özelliği toplumdaki birlik ve beraberliğin pekişmesine vesile olmaktır.

Bayramlarda acılar unutulsun, küsler barışsın ve önceki bayramla kutlanan bayram arasında geçen sürede yaşananlar dost ve akrabalarla konuşulup, sorunların çözümü için fikir alış-verişi yapılsın diye bir araya gelme vesilesidir...

Şimdilerde milletimiz için iki önemli bayramı yaşıyoruz. İlki bize Anadolu'nun kapısını açan 1071 tarihli Malazgirt Zaferi, ikincisi de Anadolu'nun işgalden kurtulması ve ardından Türkiye Cumhuriyetimizin kurulmasına vesile olan "Büyük Taaruzun" ardından doğan 30 Ağustos Zafer Bayramı...

Bu bayramları idrak ederken elbette milli şuurun güçlenmesi amacıyla tarihi destanlara atıf yapılan etkinlikler gayet normal ve gereklidir... ama aynı zamanda yukarıda da belirttiğim gibi dert ve sıkıntıların çözüm arayışını da yapmak gerekir.

Bayramlar bazı hata ve beceriksizlikleri unutturmak için ardına saklanılan gün olmamalıdır. 

Bayramlar yapmacık sevgi gösterileri, içten gelmeyen kutlama şenlikleri yerine toplumun beklentilerine yoğunlaşmış çözüm üreten girişimlere vesile edilmelidir...

Maaşı ev kirasına yetmeyen, açlık sınırının altında gelirle yaşamak durumunda kalan, deprem ve benzeri afetlerden olumsuz etkilenen emekli, çalışan, (özellikle kiracı) afetzedelerin beklentileri seçim müjdesi yapmak üzere ertelenmemelidir... Bu zafer bayramında onlara bayram hediyesi sunulmalıdır.

Mehmet Emin Danış