Türkiye hem ekonomide, hem de sosyal bütün alanlarda kâğıtların yeniden karılacağı bir dönemin eşiğinde bulunuyor.

Onun için biraz başımızı kaldırıp bulunduğumuz sokakların, köylerin, kasabaların, şehirlerin ötesinde ufka odaklanıp, "ne geliyor, gelen dünya nasıl bir dünya" diye okumuş olmamız gerekiyor.

Bana göre şu anda kâğıtlar karılıyor ama onun içini, mahiyetini tam anlamıyla kestirmek mümkün değil.

Çünkü bu dönemin mahiyeti aktörlerin vereceği kararlara, yapacağı hamlelere bağlı.

Atom bombası kullanılacak mı?

Kullanılırsa sonuç başka, kullanılmazsa başka olur.

Dünyada bütüncül bir dağılım mı olacak, yoksa kısmi bir dönüşmeyle İslam dünyası üzerinde yapılacak bir operasyonla büyük güçler biri biriyle çatışmayı erteleyebilecekler mi?

Büyüklerin çatışması hiç hayra alamet değil, çünkü hangisinin ayakta kalacağı belli değil.

Belki kısmi bir bölüşmeyle büyük güçlerin payını alıp tekrar yerine dönebileceği bir dönem de olabilir.

Benim kanaatim bu, yani kimse Amerika, Rusya ve Çin arasında korkunç bir çatışa beklemesin.

Tam tersi, bunlar anlaşacaklar ve bu dönüşüm operasyonu bu coğrafyada olacak.

Çünkü doğalgaz, petrol, emtia, nüfus, demografik yapı, üzerinden gelecek çağı kuracağımız coğrafyanın üzerinde İslam dünyası var.

Türkiye’yi yöneten irade bunun farkında.