ANKARALILARA SALDIRALIM MI?

Bir zamanlar Viyana'dan Saraybosna'ya otobüsle yolculuk yapmıştım. Saraybosna'yı da çok merak ediyordum. Sabahın çok erken bir vaktinde otobüslerin durduğu terminal tarzı bir yere indik. Şehir merkezine gitmek için taksi tutmak istedim. Bir taksiciye seslendim, taksici ne İngilizce biliyor, ne Türkçe biliyordu. Ben “City Center” filan diyorum “beni şehir merkezine götür” demek istiyorum, anlamıyor ama neden sonra adamdan “baş çarşı” gibi bir kelime duydum.. Şehir merkezine “başçarşı” diyorlarmış. Her turist de ilk defa oraya gitmek istediğinden adam beni de oraya götürebileceğini söyledi.. Türkçe bir kelime olduğu için çok hoşuma gitmişti. Evet dedim “Başçarşı; Başçarşı”..

Taksici radyodan Kur’an dinliyordu. Sanırım Arapça yayın yapan Selefi bir radyo idi.. Savaş sırasında burasının Arap dünyasından Selefilerin oldukça yoğun ilgi gösterdiği bir bölge olduğunu biliyordum.

Yol boyunca Bosna-Hersek'teki o korkunç savaş günleri geliyordu aklıma.. Yolda daha önce TV’de izlediğim savaşın izlerini taşıyan bombalanmış bazı binaları gördüm. Bu binalara hiç dokunulmamış hatıra olarak bırakılmış.. yanmış yıkılmış binalar...

Şoföre “bunları Sırplar yaptı değil mi?” diye bir iki şey geveledim. Dil bilmiyordu ama hemen anladı..”Çetnikler” dedi bir kaç kere “Çetnikler”.. Adamın demek istediği şuydu aslında; Sırplar bir millettir, Çetnikler de şöven Sırp milliyetçileridir. Yani Sırplarla Sırp milliyetçilerini birbirinden ayıran bir algıydı bu; ki çok önemli bir şeydi. Bir milleti asla milletin içindeki bir unsurun yaptığıyla yargılamayan bir algı..

Bir başka örneği Litvanya'da yaşadım. Bir üniversitede ders vermek için bulunuyordum. Arkadaşlar bizi gezdirirken Kiliselerin tarihçeleri dikkatimi çekmişti. Rus işgali sırasında yıkılmış ve daha sonra restore edilmiş, kilit vurulmuş ve sonra açılmış kiliselerdi bunlar. “Bunu Ruslar yapmıştır elbette” dediğimde; “yok” dediler “bunları Sovyetler yaptı”.. Litvanya’da Rus ve Sovyet ayrımı vardı. yani Rus milleti ayrı Sovyetler ayrıydı. Sovyetler komünist ideolojiye inanan gurup idi..

Şunu demek istiyorum, bir milletle o milletin içerisindeki farklı unsurları özdeşleştirmemek toplumsal barış için çok önemli bir durumdur. Yani iç savaştan, işgalden nasibini almış toplumlarda bu algı yaşanarak öğrenilmiş. Bunun acısını çok iyi yaşadıkları için böyle bir algı oluşmuş..

Suriyeliler meselesinde geldiğimizde... Ankaralı biri senin çocuğuna saldırdığı zaman bütün Ankaralılara saldıralım mı?

Bülent SÖNMEZ

YORUM EKLE