ALLAH’A VE ELÇİSİNE İTAAT KAVRAMI

Kur'an’da "Allah’a ve Elçisine İtaatin" iki ayrı kavram olmadığını görürüz.

- “Allah’a uymak için Kur'an’a, Elçiye uymak için ise Kur'an dışında başka kitaplara uymalı” görüşü, çok sıkıntılı bir görüştür.

- Ayetlerdeki “Allah ve Elçisi” tek bir hukuk ve itaat kaynağına karşılık gelir.

- Tevbe suresinde Allah, elçisi aracılığıyla, müşrikler hakkında bir açıklama yapmaktadır

Tevbe 3

- Bu, aynı zamanda, Allah ve elçisinden tüm halka, büyük hac günü yayımlanmış bir duyurudur.

- Allah, putperestlerden uzaktır, elçisi de...

- Tövbe ederseniz, sizin için daha iyidir.

- Dönerseniz, bilin ki siz Allah’ı aciz bırakamazsınız.

- İnkarcılara acı bir azabı müjdele.

Ayetteki duyum, insanlara Elçi tarafından ulaştırılmıştır.

- Ancak; ayette bu duyurunun “Allah’tan ve Elçisinden” geldiği ifade edilmektedir.

- Şurası açıktır ki; Elçi, müşriklere, Allah’ın bu duyurusu dışında bir duyuru yapmamıştır.

- Yani bu “duyuru” Allah tarafından hazırlanmış ve Elçisi tarafından da insanlara ulaştırılmıştır.

- Bu duyurunun “Allah ve Elçisinden" geldiğinin söylenmesi gösteriyor ki “Allah ve Elçisi” iki ayrı kural kaynağı değildir.

- Allah, tüm kutsal kuralların kaynağıdır.

- Allah, bu kuralları herkese tek tek anlatmayı tercih etmemiş, bir Elçi seçerek, kutsal mesajını insanlara onun aracılığıyla ulaştırmıştır.

Enfal 20

- Ey inananlar !.. Allah’a ve elçisine itaat edin.

- İşitip durduğunuz halde ondan yüzünüzü çevirmeyin.

Ayette, inananlardan Allah’a ve Elçisine itaat etmeleri istenirken, “İşitip duyduğunuz halde ondan yüz çevirmeyin” ifadesi ile sona ermektedir.

- Buradaki ifadede çoğul zamir olan “onlardan” değil, tekil zamir olan “ondan” kelimesinin kullanılması anlamlıdır.

- Çünkü; Allah ve Elçisi iki ayrı Dini Kaynak getirmezler.

- Allah’ın gönderdiği ve Elçisinin inananlara ilettiği mesaj “tektir.”

- O tek kaynak da "Kur'an’dır."

- İtaat ve boyun eğmenin yöneleceği tek otorite "Allah’tır."

- Allah, her kulu ile tek tek görüşmediği için, insanlar arasından birisini seçip, yasalarını ve emirlerini o kulu aracılığı ile diğerlerine iletmiştir.

- Allah’ın mesajını diğer kullara ulaştıran bu kişiye “Elçi / Resul” denir.

- Allah, mesajını ona iletir, o kişi “Elçidir” ve mesajı kendisine saklamaz, diğer kullara olduğu gibi iletir.

- Elçi, insanları bu yasalara uymaya çağırmakla kalmaz, kendisi de bu yasaya uymakla yükümlüdür.

- Elçi, kendi fikirlerini değil, kutsal mesajı insanlara iletir.

- Elçinin (dinî anlamda) Kur'an dışında getirdiği bir söz yoktur.

Hakka 40

' Hiç şüphesiz o (Kur'an), çok şerefli bir Elçinin sözüdür.

Ayet açıkça gösteriyor ki; Elçinin sözüne uymak, onun yaymaya çalıştığı mesaja, yani Kur'an’a uymaktır.

Nisa 80

- Elçiye itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.

- Kim yüz çevirirse çevirsin; Biz, seni onların üzerine bekçi göndermedik.

Ayetler gösteriyorki; Elçiye itaat etmek, onun kişisel görüşlerine itaat etmek değildir.

- Elçiye itaat; ona Elçiliğinin gereği olarak indirilen “ilahi mesaja itaat” etmektir.

- Bu yüzden Allah ve Elçisi iki ayrı kaynak değildir.

- Allah’a ve Elçisine itaat; tek bir kaynağa, yani Allah’ın indirdiği Kitaba uymakla mümkün olur.

İtaat; sadece Elçi tarafından alınan ve insanlığa "Tebliğ Edilen" mesaj olmalıdır.

Kur'an dışında hiç bir Kitap; İlahi yol gösterici olarak kabul edilemez.

Araf Suresi’nde "inananların sadece Allah’ın Kitabına uyup, o Kitabı takip etmeleri istenmektedir." 

Araf 2-3

- Bu Kur’an, kendisi ile (insanları) uyarasın ve inananlara öğüt veresin diye sana indirilen bir kitaptır.

- O halde bu görevi yaparken, sakın ruhun sıkılmasın / kalbinde bir şüphe olmasın.

- (Ey insanlar!) Rabbinizden size indirilen Kitaba uyun!..

- O’nun dışında bir takım başka otoriteleri yakın görüp, onlara uymayın !..

(Bunca uyarıya rağmen) ne kadar da az öğüt alıyorsunuz !..

Uyulması gereken kaynağın sadece Allah’tan insanlara indirilen Kur'an olduğu açıktır.

- “O’nun berisinden birtakım velilerin ardına düşmeyin” ifadesi, Allah’ın vahiy ettiği dışında hiçbir kaynağa uymamamız gerektiğini vurguluyor.

- Allah, Elçisine şunu hatırlatıyor; insanlar için Kur'an dışında bir kılavuz bulunmamaktadır

Sebe 44

- “Oysa Biz, onlara ders alacakları kitaplar vermemiştik ve kendilerine senden önce bir uyarıcı göndermemiştik.”

Kalem 35-38

- “Müslümanlara suçlular gibi mi davranalım?

- Neyiniz var, ne biçim hüküm veriyorsunuz?

-Yoksa bir kitabınız var da onu mu okuyup duruyorsunuz?

- Ve içinde her dilediğinizi bulabiliyorsunuz?”

Ayette geçen “Yoksa bir kitabınız var da onu mu okuyup duruyorsunuz” ifadesi bize, inananların din adına okuyup, ders alacakları tek Kitap’ın Kur'an olduğunu gösteriyor.

- Kur'an dışında ders alacağımız başka dinî bir kaynak olmadığı şu ayetle de sabittir.

Fatır 40

- “Veya onlara bir kitap verdik de ondaki bir delile mi dayanıyorlar?

- Doğrusu, zalimler birbirlerine ancak aldatıcı sözler verirler.” 

Zuhruf 21

- “Onlara bundan önce bir kitap verdik de ona mı dayanıyorlar?”

Hakka Suresinde, Elçinin dinle ilgili sözlerinin Kur'an’dan olduğu belirtilmektedir.

- Aynı surede, Elçinin kendi dünyevi sözlerini Allah’ın sözleri gibi göstermesi durumunda, bundan sorumlu tutulacağı, hatta cezalandırılacağı anlatılmaktadır.

Hakka 64-67

- “Eğer Bize atfen bazı sözler uydurmuş olsaydı, elbette onu kıskıvrak yakalardık.

- Sonra onun can damarını koparırdık.

- Hiçbiriniz buna engel de olamazdınız.”

Allah, inanmayanları Kur'an dışında bir kitaba uymamaları konusunda uyarıyor !..

Saffat 154-157

- “Ne oluyor size, nasıl hüküm veriyorsunuz?

- Hiç düşünmüyor musunuz?

- Yoksa sizin açık bir deliliniz mi var.

- Doğru sözlülerden iseniz, kitabınızı getirin!”

Resulüllah, Kur'an ayetlerinde geçen ifadeleri ile Allah’tan gelen kitaplar dışında insanlara din alanında rehberlik edecek başka bir kaynak olmadığını bildirmektedir.

Şura 13

- “Dini dosdoğru ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin” diye, dinden Nuh’a vasiyet ettiğini ve sana vahyettiğimizi, İbrahim’e, Musa’ya ve İsa’ya vasiyet ettiğimizi sizin için de (aynen) şeriat yaptık (hayat düsturu olarak öngördük).

- Fakat senin kendilerini çağırdığın şey (İslâm dini), Allah’a ortak koşanlara ağır geldi.

- Allah, dileyeni buna seçer ve içten kendisine yöneleni de hidayete erdirir.

Allah tarafından indirilen diğer kitaplar da Kur'an ile aynı mesajı paylaştıkları sürece, Allah’ın Kitap’ı kategorisinde değerlendirilebilir.

Kasas 49

- “De ki, ‘Doğru sözlü iseniz, Allah katından bu ikisinden daha iyi yol gösteren bir kitap getirin, ben ona uyayım.”

- Ayette geçen “bu ikisinden” ifadesi, bir önceki ayette açıklanmaktadır:

Kasas 48

- “Fakat hak, katımızdan kendilerine geldiğinde şöyle dediler; Musa’ya verilenin aynısı buna da verilseydi ya !..

- Bunlar daha önce Musa’ya verileni inkâr etmemişler miydi?

- Şöyle demişlerdi; Birbirini destekleyen iki büyücü.

- Ve dediler; Biz bunların ikisine de inanmıyoruz.”

Ayette Allah’ın indirdiği Kitap olan Kur'an ve onunla aynı mesajı taşıyan ve yine Allah tarafından Hz. Musa’ya indirilen kitap dışında insanlar tarafından oluşturulmuş bir kaynağın din alanında yol gösterici olamayacağını vurgulamaktadır.

- Allah, Kitabını indirmiş, inananlardan bu Kitaptaki kurallarına uymalarını istemiştir.

- İnananlara düşen; bu kurallara uymak, saf olan dine ilaveler sokmamaktır.

- Din adına neyin doğru ve neyin yanlış olduğuna karar verecek merci Kur'an’dır.

- Ancak buna rağmen insanlar Kur’an’ı terk edip, başka kaynaklara yönelmektedirler.

Zümer 1-3

(Bu) Kitab’ın indirilmesi, mutlak galip, hüküm ve hikmet sahibi Allah (tarafın)dandır.

- (Ey Resul!) Şüphe yok ki Biz, o Kitab’ı sana hak olarak indirdik.

- O halde sen de dini Allah’a has kılarak O’na kulluk et!

- İyi biliniz ki, her türlü şirk ve dünyevi maksattan uzak iman ve itaat yalnız Allah’a mahsustur.

- O’ndan başka birtakım veliler tutanlar da şöyle demektedirler; Biz, onlara sadece bizi Allah’a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz.

- Şüphe yok ki Allah, onların aralarında ihtilaf edip durdukları şeyde hükmünü verecektir.

- Allah, yalancılığı, nankörlüğü ve inkârcılığı tabiat haline getirenleri asla doğru yola yöneltmez.

Ayetteki “bizi Allah’a daha çok yaklaştırsınlar” söylemi; sadece putlaştırılmış kişilere değil, aynı zamanda onlardan hayatta olmayan kişilerin mezarlarına ilgiyi de kapsamaktadır.

- Bütün bu uygulamalar, kişinin kendisi ile Allah arasında “aracılık” umuduna dayandığı için Allah tarafından şiddetle reddedilir.

Allah’a, Kur’an’ı takip ederek kulluk etmeli ve dini sadece Allah’a has kılmalıyız.

Fatır 31-32

- “Sana vahiy ettiğimiz kitap, kendinden öncekini doğrulayıcı olarak gelen gerçektir.

- Allah, kullarından haberdardır, görendir.

- Sonra kullarımız arasından seçtiklerimizi Kitap’a mirasçı kıldık.

- İçlerinden kendine zulmeden var.

- Orta yolda gideni var.

- Allah’ın izniyle hayırlarda öne geçeni var.

- İşte bu, büyük lütfun ta kendisidir.”

Görüldüğü gibi Allah, kullarına miras olarak sadece Kur'an bırakmıştır.

Mehmet TIRPAN

YORUM EKLE